10 Ocak 2011 Pazartesi

Yeni melekler soyundu!

Adriana Lima, Alessandra Ambrosio, Miranda Kerr ve Doutzen Kroes'in anne olması ve Heidi Klum'un podyumlardan emekli olmasının ardından Victoria's Secret'ın ağır topları haline gelen dört model Candice Swanepoel, Lindsay Ellingson, Lily Aldridge ve Erin Heatherton, GQ dergisine birbirinden seksi pozlar verdi. Dergide yeni neslin melekleri olarak tanıtılan güzeller, markanın önümüzdeki yıllardaki yeni yıldızları olacak.

Mynet Galeri Facebook'ta "Tıkla Beğen"


View the original article here

Guatr'ı ihmal etmeyin!

İstanbul Medipol Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Akif Tan, iyot yetersizliği ve besinlerle alınan guatrojen maddelerin (thioglucoside içeren karalahana, cynaoglucoside içeren soya fasulyesi, şalgam ve lithium içeren ilaçlar vücutta tiyosiyanata dönüşerek) iyot metabolizmasını bozması sonucu ortaya çıkan Guatr’ın kadınlarda erkeklere göre dört kat daha fazla görüldüğünü söylüyor.

Hastalığın daha çok troiddeki büyümeyi hastanın kendisinin ya da bir yakınının fark etmesiyle ortaya çıkığını açıklayan Dr. Akif Tan, “Ayrıca nefes darlığı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı gibi belirtilerle birlikte hormon salınımının fazla olduğu durumlarda çarpıntı, ellerde titreme, sinirlilik, fazla terleme, adet düzensizlikleri, iştahın artmasına rağmen kilo kaybı ve göz belirtileriyle de ortaya çıkabilir” diyor.

İstanbul Medipol Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Akif Tan, guatr hakkında bilinmeyenleri ve sıklıkla merak edilen soruları yanıtladı:

Guatr nedir?

Tiroid bezi, boynun ön yüzünde, nefes borusunun iki yanında yer alan yutkunmakla hareketli bir iç salgı bezidir. Tüm hücrelerin enerjisini sağlamada önemli görevleri bulunan bu bezinin iltihabi ve tümoral olmayan büyümelerine ‘guatr’ denir.

Guatr’ın çeşitleri var mıdır?

Troid bezinin bir bütün olarak büyümesi diffüz guatr, bezin bir ya da daha fazla bölgesinde olan lokal büyümeleri de nodüler guatr olarak isimlendirilir. Ayrıca troid hormonlarının fazla salgılandığı troid büyümelerine toksik (zehirli) guatr, hormon salınımının normal olduğu durumlar da non toksik guatr olarak tanımlanır.

Guatrın sebepleri nelerdir?

Guatrın tüm dünyadaki en sık nedeni iyot yetersizliği ve besinlerle alınan guatrojen maddelerin (thioglucoside içeren karalahana, cynaoglucoside içeren soya fasulyesi, şalgam ve lithium içeren ilaçlar vücutta tiyosiyanata dönüşerek) iyot metabolizmasını bozmasıdır.

Guatrın görülme sıklığı nedir?

Guatr kadınlarda erkeklere göre 4 kat fazla görülür. Tanı yöntemlerindeki gelişmeye paralel olarak guatr tanısı konan hastalar artmaktadır.

Guatr hastalığında teşhis hangi yöntemlerle konulur?

Öncelikle hasta muayene edilmeli, tiroid hormonları tayini (T3, T4, TSH), tiroid ultrasonografisi ve tiroid sintigrafisi yapılarak hasta değerlendirilmeli, guatr tanısı konulmalıdır. Daha sonra mutlaka, kolayca yapılabilen iğne veya tru-cut biyopsi ile hasta değerlendirilmeli, tiroiddeki büyümenin iyi ya da kötü huylu bir büyüme olup olmadığı yüzde yüze yakın bir kesinlikle ameliyat öncesi saptanmalıdır.

Guatr’ın ideal tedavi yöntemi var mıdır?

Guatr hastalarında en uygun tedavi şekli genel cerrah, endokronolog, radyolog ve patologdan oluşan bir ekip tarafından belirlenmelidir. Guatrda tedavi yöntemleri; ilaç tedavisi, radyoaktif ilaç tedavisi ve cerrahi tedavi şeklinde sıralanır.

Guatr tedavisinde ilaçların ve cerrahinin etkinliği nedir? Ameliyatı gerekli kılan koşulların altını bir kez daha çizer misiniz?

Eğer tiroid bezi de büyükse, radyoaktif iyottan istifade etmiyorsa, hasta radyoaktif iyot kullanımına uygun değilse, büyük nodülü varsa, böyle bir hastanın cerrahi tedavisi uygun olabilir. Ama bunun dışında birden fazla nodül varsa ve bu da bir tıbbi tedaviyle yok edilemeyecekse, ileriye dönük bunun altında risk söz konusu olacaksa, eğer nodül tekse, sertse, yeni ortaya çıkmışsa, hızlı büyüme yapıyorsa, ses kısıklığı varsa, havayolu itiliyorsa, bu hastalar cerrahi tedaviye aday hastalardır.

Guatr cerrahisi nasıldır?

Troid bezinin boyundaki önemli damar ve oluşumlarla komşuluğu, ses tellerine giden sinirlerin yakınlığı nedeni ile çok titizlikle yapılması gereken bir ameliyattır. Boyunda troid bezi üzerine gelen 2-3 cm’lik kesi ile ameliyat gerçekleştirilir. Yutkunmada 1-2 gün devam eden ağrı ile hastalar bir gece hastanede yatıp, ertesi gün taburcu edilirler. Günümüzde bu ameliyatlarda harmonic scalper gibi yüksek teknolojilerin kullanılması ile operasyon süresinin çok kısalması, hastaların yara iyileşmesinin hızlanması ve operasyonun ses kısıklığı gibi istenmeyen sonuçlarının yok denecek seviyeye indirilmesi mümkün olmaktadır. Ameliyattan 3 hafta sonra hastalar mutlaka yeniden görülmeli, eğer gerekli ise troid hormonları verilmeli ve replasman tedavisi gerçekleştirilmelidir.

Tiroid hastalıkları içerisinde kanserin rolü veya yüzdesi nedir?

Türkiye'deki genel istatiklere bakarsak, tiroid hastalıkları içinde tiroid kanseri oranı yüzde 2 ile 4 arasındadır. Nodüler guatrı olan hastalarda kanser riskinin olması bu hastaların titizlikle takibini gerekli kılar. Özellikle sintigrafik olarak soğuk nodüllerde ve tek nodüllerde bu risk fazladır. Soliter (tek) nodüllerde habeset sıklığı yüzde 7-10 olarak bildirilmektedir.


View the original article here

Duaların en kabul olduğu anlar!

Sual: Ne zaman dualar makbuldür

Sorry, I could not read the content fromt this page.

View the original article here

Piyasalar haftaya kötü başladı

Endeks, 255 puan düşüşle 68 bin 515 puandan açıldı. Açılış itibari ile hisse senetleri ortalama yüzde 0.37 oranında değer kaybetti.

69.000-69.700 direnç aralığı üzerinde bir kapanış görülmediği sürece, endekste 68 bin seviyelerinin test edilebileceği düşünülüyor.

Uzmanlara göre, yeni bir haftaya girerken görülen o ki Avrupa bu hafta çok konuşulacak.

Zira haftalık Alman haber dergisi haberine göre Almanya ve Fransa, Portekiz'in kurtarma fonu koruması altına girmesi konusunda ısrarlı. Ancak Portekiz yönetimi ise, fona ihtiyaçları olmadığı konusunda ısrar ediyor.

Bu hafta Portekiz, İspanya ve İtalya'nın borçlanma ihaleleri var. Bu ihalelerdeki katılım ve faiz oranları haftanın en önem verilen haberleri olacak gibi görülüyor. 

Çarşamba günü özellikle Portekiz'in yapacağı borçlanma ihalesi piyasalar tarafından önemle takip edilecektir. Zira Portekiz'in 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 7 seviyesini aşması önemli endişe kaynağı.

Bugün Euro Bölgesi'nde TSİ 11:00'de Sentix Yatırımcı Güven endeksi, ABD'de 17:00 aralık ayı CB istihdam trend endeksi verisi açıklanacak.

Yurt İçinde TSİ 10:00'da Sanayi Üretimi (kasım) verisi izlenecek.

DÖVİZ PİYASASINDAKİ GELİŞMELERİ ANINDA İZLEYİN

BORSAYI CANLI VE ÜCRETSİZ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN


DOLARDA HAFTAYA HIZLI BAŞLADI
Dolar/TL kuru, 1,55 seviyesindeki önemli bölgesinin altına gelmeyerek geçen haftanın son gününde yurtdışı desteği ile de 1.57 seviyesinin üzerine sert bir hamle yaptı.

İstanbul serbest piyasada dolar 1,5800, avro 2,0380 liradan haftaya başladı.

Kapalıçarşı'da 1,5720 liradan alınan dolar 1,5800 liradan satılıyor. 2,0270 liradan alınan avronun satış fiyatı ise 2,0380 lira olarak belirlendi. Böylece dolar yaklaşık 6 aylık aradan sonra ilk kez 1,5800 lirayı görmüş oldu.

Serbest piyasada cuma günü kapanışta doların satış fiyatı 1,5710 lira, avronun satış fiyatı ise 2,0370 lira olmuştu.

Analistlere göre, görünen o ki 1.55 seviyesi artık kuvvetli bir destek oluşaturacak ve dolar/TL'nin 1.60 seviyelerine doğru hareketi ivmelendiren bölge olacak.

Bu nedenle uzmanlar, dolar/TL'de alım yönünde pozisyon alınmasını ve 1.55 seviyesinin altına gelinmedikçe de taşınmasını öneriyor.

Parite ise, geçen hafta Amerikan istihdam datalarındaki olumlu seyir ve Avrupa'ya dair endişelerinm yeniden canlanması ile 200 günlük hareketli ortalama seviyesi üzerinde tutunamayarak sert bir düşüş yaşadı.

Uzmanlara göre, bu sabah 1.29'un da altını görerek 1,2870 desteğinde tutunmaya çalışan paritenin, bu seviyelerde tutunamaması durumunda ilk destek 1.27 seviyelerinde, ama hedef 1.26 seviyeleri olacak.

Emtia fiyatlarına baktığımızda ise, en yakın vadeli NYMEX kontratında petrol fiyatı sabah saatlerinde 89.20 dolar, altının onsu 1374.16 dolar seviyesinde seyrediyor.

DIŞ BORSALAR YİNE KARIŞTI
Geçtiğimiz haftanın son gününde borsa endeksleri satışlar ile kapansa da, haftalık bazda borsalar genel olarak yükseliş ile kapandı.

Haftanın son gününde ise, beklendiği kadar olmasa da olumlu gelen ABD tarım dışı istihdam datası ve Avrupa'da yeniden yükselen Portekiz'e dair kaygılar dolara değer kazandırırken, borsa ve emtiaya satış getirdi.

ABD hisse senetleri piyasalarından Nasdaq geçtiğimiz haftanın son işlem gününde yüzde 0.25, S&P 500 yüzde 0.18 değer kaybetti.

Dow Jones’ta ise işlemler 11.599-11.726 puan aralığında gerçekleşti ve yüzde 0.19 değer kaybı ile 11.674 puandan tamamlandı.

Güney Amerika borsalarından Brezilya'da yüzde 0,74, Arjantin'de yüzde 1.59 değer kaybı vardı.

Avrupa borsalarından Almanya'da yüzde 0,48, İngiltere'de yüzde 0.40, Fransa'da yüzde 0.99 değer kaybı oldu.

Yeni haftanın ilk işlemlerine baktığımızda ise, ABD'de Dow Jones en yakın vadeli kontratlarında yeni gündeki işlemler değer kaybı ile devam etmekte.

Japonya ve İngiltere piyasaları bugün tatil nedeniyle kapalı olcak.

Portekiz'in Avrupa Finansal İstikrar Fonu'ndan kurtarma yardımı talep edip etmeyeceği yönünde spekülasyonların gündemin ilk sırasına oturduğu ortamda, Avrupa borsalarının yeni güne hafif artıda başlamaları bekleniyor.

IG Markets, FTSE 100'ün 5 puan, Dax'ın 1 puan artıda açılacağını, Cac-40'ın ise açılışta değişim göstermeyeceğini tahmin ediyor.

MF Global analisti Athony Anderson yaptığı değerlendirmede, "Portekiz, borcun maliyeti konusundaki endişeler nedeniyle hafta sonu sıkıntıları artırdı. Güçlü ABD Doları, emtia fiyatlarındaki dalgalanma ve Çin'in faizler konusunda nerede duracağından emin olunulamaması piyasalarda endişe yaratıyor. Bugün açıklanacak Alcoa mali tabloları öncesinde piyasalarda bir miktar konsolidasyon bekliyorum" diye konuştu.


View the original article here

Havalandı görevini bırakmasını görüşeceğiz

Bilkent Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kürşat Aydoğan, yönetim kurulu toplantısında Altınel’in görevi bırakmasının gündeme getirileceğini söyledi.

Aydoğan, “Temsilcimiz olmayı sindiremedi. Havalandı. Gösteriş meraklısı ve kendini öne atan öğrenci, Bilkent’i temsil etmiyor. Şu an Türkiye’de üst düzey görevlerde bulunan Bilkent Üniversitesi mezunları ve mevcut öğrenciler olayın yaşandığı günden beri, ‘Bizi temsil etmiyor’ diyerek tepkilerini dile getiriyor” dedi.

Aydoğan, şunları söyledi:

“Bazı makamlarda semboller çok önemlidir. Yaşam tarzları rencide edilmemelidir. Birden ne olduğunu bilemeden Köşk gibi bir makama Jaguar marka arabayla gitmek doğru değil. İnsanlara nasıl açıklama yapacağız bilemiyorum. Özellikle en iyi mevkilerdeki mezunlarımız iki gündür inanılmaz mailler atıyor ve ‘Öğrenci temsilcisi bu olamaz. Bilkent bu değil. Bir şeyler yapın’ diyorlar. Biz de yönetim kurulumuzda bu konuyu gündeme getireceğiz ve öğrenci ile ilgili ne yapabileceğimizi değerlendireceğiz. Görevden alınmasını da görüşeceğiz. Böyle bir kişi ve böyle bir tarzla karşı karşıya kalmak bizi çok üzüyor. Bilkent Üniversitesi’ni böyle bir öğrenci temsil etmiyor. Biz Bilkent olarak bilimsel çalışmaları ile dünya derecesi yapmış bir üniversiteyken bunlarla anılmak istemiyoruz.”

Baba Altınel oğlunu savundu

Bilkent Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Alper Yasin Altınel’in babası Opr. Dr. Nihat Altınel, www.emirdag.gen.tr adresindeki internet sitesine yorum yazarak, oğlunu savundu. Nihat Altınel, şu ifadeleri kullandı: “Oğlum Köşk’e arabasıyla da gitmemiştir. Jaguarın sembol bir araba olmasını, medyada aleyhte kullanan okuldaki karşıt fikirli gençlerdir. Alper’in Türkiye’deki öğrenci konseyi başkanları nezdindeki kredibilitesi bazılarını rahatsız etmektedir.”

Protestocu üniversitelilerle twitter'da dalga geçmiş

ALPER Yasin Altınel’in, sosyal paylaşım sitesi twitter’daki sayfasına öğrenci protestoları ile ilgili, “Neymiş efendim, tekmelerden bebeğini düşürmüş. Neymiş efendim, hamileyim demesine rağmen polis karnını tekmelemeye devam etmiş” yazması da tepki çekmişti. Altınel’in bu tavrına öfkelenen yorumcular, Altınel’in öğrencileri temsil etmediğini savundu. Altınel’in önceki gün Hürriyet’e yaptığı, “Ben köy çocuğuyum neden üstüme geliniyor ki? Arabamı 1 ay garaja kapatacağım” yorumları da tartışma yarattı. Altınel’e sanal ortamdaki tepkiler şöyle:

Böyle süper lüks arabaya binen öğrenci temsilcisi falan olmaz kardeşim. Sen hak aramaya mı fors atmaya mı gidiyorsun?

Ben de papuçlarıma bir ay izin vereyim bari, yazık her gün saatlerce taşıyor beni. Üniversiteyi bitireli 5 sene oldu, atanamayan bir öğretmen olduğum için anca pabucumuza binebiliyoruz.


View the original article here

Sosyete cenneti cehenneme döndü

Rakip karteller arasındaki savaşta, bir gecede 15’i başı kesilerek, 27 kişi öldürülüp sokağa atıldı. Cesetlerin üzerinde, ‘El Çapo’nun bir de notu vardı: Bölgeme izinsiz girenlerin sonu bu olur...

Meksika’nın dünyaca ünlü tatil cenneti Acapulco, önceki gün uyuşturucu kartellerinin kanlı hesaplaşmasına sahne oldu. Bir gecede 15’i başı kesilerek 27 erkek öldürüldü, cesetler sokağa atıldı. Kentin kenar mahallelerinde bir alışveriş merkezinin önüne bırakılan başsız cesetler, dünya jet sosyetesinin uğrak yerlerinden Acapulco’da infiale neden oldu. Cesetlerin üzerinde ‘El Çapo halkı’ yazılı notlar bulundu. “El Çapo” lakaplı Joaquin Guzman’ın liderliğindeki Sinoloa uyuşturucu çetesi, bu notlarla katliamı üstlenmiş oldu.

Karteller arası savaş

Polis, Meksika’nın en çok aranan kartel lideri Guzman’ın, Acapulco kenti ve ABD’ye gönderilen uyuşturucu trafiğini elinde tutan Beltran Levya ve Güney Pasifik kartellerine savaş açtığını, karteller arasındaki kanlı mücadelenin ülkenin en büyük turizm merkezini vurduğunu açıkladı. Polis ayrıca, bu 27 kişinin, korkunç şekilde öldürülmeden önce işkenceden geçirildiğini de belirledi.

İkisi polis 8 ceset daha

Meksika’da 2006’dan bu yana devam eden hükümetle uyuşturucu kartelleri ve kartellerin kendi arasındaki savaşta, ‘kafa kesme’ yöntemi yaygın şekilde kullanılıyor. Ancak Acapulco’daki katliamın benzeri, uzun yıllardır görülmemişti.

Önceki gün ayrıca iki polis öldürüldü, elleri ve ayakları bağlanmış şekilde bir taksiye konulan altı ceset daha bulundu. Polis sözcülerinden Fernando Monreal Leyva, “Federal polis ve yerel polisle Acapulco’daki güvenliği artırmak için koordine halindeyiz” dedi. Uyuşturucu çetelerinin savaşı yüzünden Acapulco bölgesinde turizm ciddi ölçüde darbe yedi. Turizm şirketleri turistleri şehrin güvenli olduğu konusunda ikna edemiyor.

15 kafa kesip sokağa attılar

Meksika Devlet Başkanı Felipe Calderon’ın 2006 yılında uyuşturucu kartellerine savaş açmasının ardından başlayan çatışmalarda 30 bin 196 kişi öldü. Polis gücüyle kartellere yetersiz kalan hükümet savaşta orduyu kullanıyor. Bir çok uyuşturucu kartelinin liderleri yakalansa da çeteler arasındaki çatışmalar tüm hızıyla devam ediyor. Meksika’da dün bir küçük kasabanın belediye başkanı da işkenceyle öldürülüp, cesedi sokağa terkedildi. Uyuşturucu çeteleri, bugüne kadar 13 belediye başkanını katletti.


View the original article here

Kids React to Viral Videos #4 (David After Dentist, Justin Bieber Hit at Concert)

TheFineBros | January 09, 2011 | 5,639 likes, 69 dislikes Post it to Facebook: http://dft.ba/-KidsReact4

Click here to Subscribe! http://www.youtube.com/subscription_c...

Kids React to viral internet videos! Leave a comment on what videos you want to kids to watch next!
-----------------
WATCH ADDITIONAL CONTENT FROM THIS EPISODE:

More on Justin Bieber
http://www.youtube.com/watch?v=cvk-XN...

More Lia
http://www.youtube.com/watch?v=0zMeMi...

More Athena
http://www.youtube.com/watch?v=-LbUf9...

Watch all Episodes of Kids React:
http://www.youtube.com/view_play_list...

-------------------------
Created and Directed By Benny & Rafi Fine:
http://www.thefinebrothers.com

Subscribe to us!
http://www.youtube.com/thefinebros
Bonus Channel:
http://www.youtube.com/thefinebros2
Sneak peaks of new videos on Facebook
http://www.facebook.com/FineBros
Follow us on Twitter
http://www.twitter.com/thefinebros
Like our Facebook App!
http://apps.facebook.com/thefinebros
Dailybooth
http://www.dailybooth.com/thefinebros
----------------------------
Viral videos watched this episode:

"David After Dentist"
http://www.youtube.com/watch?v=txqiwr...

"Justin Bieber Hit by Water Bottle"
http://www.youtube.com/watch?v=0e50vq...

"Don't Argue with an Ibex"
http://www.youtube.com/watch?v=TugslL...

This month's episode featured the following amazing kids!

Lia Marie Johnson, age 13
http://www.youtube.com/liamariejohnson
http://www.imdb.com/name/nm3096796/

Athena Stamakinley, age 12
http://www.facebook.com/pages/Athena-...
http://resumes.actorsaccess.com/36156...

William, age 9
http://www.youtube.com/thesupersherman

Amber Barbell, age 10
http://www.youtube.com/user/pabarbell
www.myspace.com/amberbarbell

Dylan Djoenadi, age 9
http://www.imdb.com/name/nm3341104/

Morgan Bertsch, age 6
Emma, age 7
Sammie, age 6
Jake, age 11
Zach Pierce, age 8

Music by Joseph Carrillo
http://www.youtube.com/houseofblackbirds

Additional music provided by http://incompetech.com/

If you see this, type "Kids 4-Kever" in the comments.

TAGS: David After Dentist, Justin Bieber Hit by Water Bottle, Justin Bieber gets hit by water bottle, Justin Bieber, Don't Argue with an Ibex, kids react, kids react to viral videos, viral videos, kids say the darndest things, cute, kids, funny videos, funny, adorable, lol, youtube, reactions, thefinebros, the fine brothers


View the original article here

You DON'T NEED A Boyfriend To Feel Good!

Sorry, I could not read the content fromt this page.

View the original article here

Giffords'ın durumu iyiye gidiyor

ABD'nin Arizona eyaletinde silahlı saldırıya uğrayan ve başından vurulan Kongre üyesi Gabrielle Giffords'un hayati tehlikeyi henüz atlatmasa da tedaviye yanıt verdiği açıklandı.

Doktorları Giffords'ın yaşayıp yaşamayacağını söylemek için henüz erken olduğunu, ancak "temkinli bir iyimserlik" içinde olduklarını dile getirdi.

Kurşunun, beynin sadece bir yarım küresine isabet etmiş olmasının umut verici olduğunu vurgulayan doktorlar, Kongre üyesinin ameliyatın ardından bazı basit komutlara tepki verdiğini duyurdu.

Giffords'ın Arizona eyaletinin Tucson kentinde seçmenleriyle bir araya geldiği sırada düzenlenen saldırıda 6 kişi ölmüş, 14 kişi de yaralanmıştı.

Hayatını kaybedenler arasında federal yargıç John Roll, Giffords'ın danışmanlarından Gabe Zimmerman ve dokuz yaşında bir kız çocuğu da vardı.

Olayın ardından gözaltına alınan 22 yaşındaki Jared Loughner adlı kişi hakkında, aralarında suikast girişimi ve cinayetin de bulunduğu beş suçtan dava açıldı.

İddianamede, Loughner'ın evinde yapılan aramada bir kasa içinde bulunan bazı notlara yer verildi.

Notlardan zanlının Giffords'a suikast planladığı anlaşılıyor.

FBI Başkanı Robert Mueller, Loughner'ın Giffords'ın seçmenleriyle 2007'deki bir etkinliğine de katıldığını belirlediklerini açıkladı.

YouTube internet sitesinde de Jared Loughner adıyla gönderilen çeşitli videolar yer aldığı belirlendi.

Loughner, bu videolarda hükümete ve dine eleştiriler yöneltiyor, yeni bir para birimi çağrısında bulunuyor.

Demokratların yükselen yıldızı

Bir NASA astronotuyla evli olan 40 yaşındaki ABD'li Temsilciler Meclisi üyesi Gifford, demokratların yükselen yıldızlarından biri olarak niteleniyordu.

Obama'nın, cumhuriyetçi cephede radikalleşmeye neden olacak ölçüde yoğun muhalefetle karşılanan sağlık reformunun destekçilerinden biri olan Gifford'un seçim bürosu da tasarının kabul edilmesinden sonra saldırıya uğramıştı.

Giffords, geçen yıl sağlık reformunun Kongre'de kabul edilmesinin ardından eski Alaska Valisi Sarah Palin tarafından internet sitesine konulan bir haritada, ''sağlık reformuna destek veren ve bu nedenle ara seçimlerde mutlaka yenilgiye uğratılması gereken milletvekillerini'' göstermek için, her birinin üzerinde silahla nişan alma işareti olan farklı seçim bölgelerinin yer aldığı ve kendi seçim bölgesine de bu haritada yer verildiğinden yakınarak, ''İnsanlar bu tür hareketlerin bazı sonuçları olacağını bilmeli'' demişti.

Palin, milletvekili Giffords'ın başından vurulduğu saldırıyı ilk kınayanlar arasındaydı.

Giffords, Arizona eyaletinde geçen yıl kabul edilen tartışmalı göçmenlik yasasını da eleştirerek, bu yasanın sınırın güvence altına alınması veya uyuşturucu ve silah kaçakçılığının önlenmesi konusunda işe yaramayacağını savunuyordu.

Muhafazakar eğilimli Arizona eyaletinde Demokrat Parti'den üç dönem arka arkaya Temsilciler Meclisi üyeliğine seçilmeyi başaran Giffords, geçen kasım ayında düzenlenen ara seçimlerde aşırı muhafazakar Çay Partisi hareketinin desteğini alan rakibini az farkla geride bırakmayı başarmıştı.

ABD Kongresi polisi, Temsilciler Meclisi üyelerine kişisel güvenlikleri konusunda tedbirli olmaları tavsiyesinde bulundu.

Temsilciler Meclisi çoğunluk lideri Eric Cantor, bu olay nedeniyle gelecek hafta yapılması planlanan, sağlık reformunun geri çevrilmesini içeren tasarının oylaması dahil olmak üzere tüm yasama çalışmalarının ertelendiğini açıkladı.

Url[:]/detay/dunya/giffordsin-durumu-iyiye-gidiyor/550081[|]CategoryId[:]dunya[|]Title[:]Giffords'ın durumu iyiye gidiyor[|]Summary[:]ABD'nin Arizona eyaletinde silahlı saldırıya uğrayan ve başından vurulan Kongre üyesi Gabrielle Giffords'un hayati tehlikeyi henüz atlatmasa da tedaviye yanıt verdiği açıklandı.[|]CommentCount[:]0[|]ClosedToComment[:][|]Keyword[:]ABD'nin, Arizona, eyaletinde, silahlı, saldırıya, uğrayan, ve, başından, vurulan, Kongre, üyesi, Gabrielle, Giffords'un, hayati, tehlikeyi, henüz, atlatmasa, da, tedaviye, yanıt, verdiği, açıklandı.[|]Image[:]http://www.bbc.co.uk/worldservice/ic/226x170_crop/worldservice/assets/images/2011/01/09/110109110224_giffords_304x171_bbc_nocredit.jpg[|]BBC[:]1

View the original article here

Anne geyik terör estirdi!

Anne geyik yavrusunu bir otomobilin tekerleğinin yanına bırakarak yemek bulmak için bir süreliğine ayrıldı. Önce bir kedi geyik yavrusuna yaklaşıp onun ne olduğunu anlamaya çalıştı.

Daha sonra anne geyik yavrusunun yanına geldi. Yavrusunun yanına bir köpeğin yaklaştığını gören ve ona zarar vereceğini düşünen anne geyik iç güdüsel olarak köpeği uzaklaştırmaya çalıştı. Köpek uzaklaşmayınca da tekmeleriyle köpeği döverek onu etkisiz hale getirmeye çalıştı.

Anne geyik, yavrusunun yanından ayrılmayan kediyi de uzaklaştırmayı başardı. Bu görüntüler Amerika'da günün konusu oldu.

İHA


Anne geyik terör estirdi! | video.mynet.com


View the original article here

İcatları yüzünden ölen mucitler

Thomas Midgley, bilimin endüstriyel uygulamalarına merak salan Amerikalı kimyager ve mühendisti. Hayatı boyunca övülmesine rağmen, kurşunlu benzini ve kloro floro karbon gazını bulması nedeniyle atmosfere en çok zararı dokunan kişi olarak tarihe geçti.


View the original article here

Birlikte otele girdiler

Sorry, I could not read the content fromt this page.

View the original article here

Erman Kuzu çok kızacak

Sorry, I could not read the content fromt this page.

View the original article here

Hani'de sınıflar arası spor turnuvası

Hani ilçesinde ilk defa sınıflararası futbol turnuvası düzenleniyor. 10 sınıfın katıldığı elemeli turnuvada başarılı olan takımlara kaymakamlık tarafından çeşitli ödüller verilecek. Hürriyet İlköğretim Okulu Beden Eğitimi öğretmenlerinden Gülay Kaya'nın organize ettiği İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün desteklediği turnuva maçları, Sosyal Destek Programı (SODES) ve Doğu Karadeniz Bölgesi Bölgesel Gelişme Planı  kapsamında gerçekleşiyor. İlçenin ilk Beden Eğitimi öğretmeni olarak görev yapan Gülay Kaya, yaptığı etkinlikten dolayı öğrencilerin sevgilisi haline geldi. Öğrenciler, etkinlikten memnun olduklarını, daha fazla etkinlik yapılması gerektiğini dile getirdiler.


View the original article here

Assange'in İsveç'e iadesi görüşülecek

İsveç, Assange'ı geçen yaz iki kadına tecavüz etmekle suçluyor ve iadesini istiyor. Assange bu iddiaları reddederken, avukatları ve destekçileri İsveç'in suçlamalarının "siyasi" olduğunu ve bu suçlamaların Wikileaks'in yayımladığı gizli belgelerden ayrı düşünülemeyeceğini savunuyor.

Wikileaks'in kurucusu, İsveç'in Avrupa genelinde tutuklama emri çıkartmasıyla geçen ay Londra'da gözaltına alınmıştı. Yaklaşık bir hafta Londra'daki Wandsworth cezaevinde tutulan Assange, 14 Aralıkta İngiliz Westminster Asliye Hukuk Mahkemesine çıkartılmıştı. Kefaletle serbest bırakılması talep edilen Assange'la ilgili bu karar kabul edilmiş ancak İsveç tarafı kararı temyize götürmüştü. 16 Aralıktaki temyiz duruşmasında yargıç, Assange'ın 240 bin sterlin kefalet karşılığında, şartlı tahliyesini onaylamıştı.

Assange, 16 Aralıktan bu yana bağımsız gazeteciliği savunan Frontline Kulübü'nün kurucusu ve arkadaşı Vaughan Smith'in İngiltere'nin doğusunda bulunan Suffolk'daki malikanesinde kalıyor. Ayak bileğine, kaçmaması için elektronik kelepçe takılan, ayrıca her gün polis karakoluna giderek bildirimde bulunan Assange, günün belli saatlerinde sokağa çıkamıyor.

Wikileaks'in kurucusu, 39 yaşındaki Assange, daha önce İngiliz yayın kuruluşu BBC'ye yaptığı açıklamada, İsveç'e iade edilmesi durumunda kendisi hakkında yürütülecek yargı sürecinden endişeli olduğunu ifade etmişti.

AA


View the original article here

Top 10 Gaming Memes

Sorry, I could not read the content fromt this page.

View the original article here

Velileri dehşete düşeren masal kitabı!

Mynet haber bugün 8,141,315 kişi, bu haber 52,737 kişi tarafından okundu.‘7 Güne 7 Masal’ adlı masal kitabı çocukları intihara yönlendiriyorOkul öncesi çocuklara yönelik hazırlanmış ‘7 Güne 7 Masal’ adlı kitapta yer alan intihar mesajları ebeveynleri  harekete geçirdi. Yoksul ve Cimri adamın macerasının anlatıldığı masalda intihar mesajının açıkca verilmesine tepki gösteren Çocuk ve Ergen Psikologu Sevil Yavuz Gümüş, “Kitapta yer alan mesajlar çocuklarda intihar girişimlerinin alt yapısını hazırlayabilir” dedi. Kirpi Yayıncılık tarafından okul öncesi çocuklar için piyasaya sürülen ‘7 Güne 7 Masal’ adlı masal kitabı velilerden tepki gördü. Ebeveynler Tüketici Platformu Sikayetvar.com’a yaptıkları açıklamalarla “Şiddet dolu dünyada yaşıyoruz, masallarda da şiddet anlatılıyor çocuklar tehlikede” diyerek tepkilerini dile getirirken şikayetler üzerine Prenting Skills & Counseling Center Çocuk ve Ergen Psikolojisi Uzmanı Sevil Yavuz Gümüş de kitabın okul öncesi çocuklar için tehlikeli olduğunu kaydetti.Masalda İntihar Öne Çıkarılıyor Masalda cimri adam ile yoksul adam arsındaki yaşananlar şöyle gelişmektedir: “Yoksul adam maddi yönden iyice kötüye gittiğini düşünerek intihar etmeye karar verir. İntihar etmek için hazırladığı ip ile bir eve girer ve intihar edecekken evin tavanı çöker ve altınlar yere dökülür. Yoksul adam intihar etmekten vazgeçer ve altınları alarak gider. Evin sahibi cimri adam ise altınlarının gittiğini görünce yoksul adamın bıraktığı ip ile intihar eder.”Okul Öncesi Çocuklar İçin Tehlike Masalda hem intiharın anlatılması hem de fotoğraf ile intihar ipinin gösterilmesi okul öncesi çocuk sahibi olanları harekete geçirdi. Pedagog Gümüş, masallarda verilen mesajların çocuğu iyi şeylere yönlendirmesine yönelik olması gerektiğine vurgu yaparak “Okul öncesi çocuklarda gelişime açık oldukları dönem soyut ile somut düşünceyi ayıramıyorlar. Çevresinde olup bitenler, çizgi filmler anlatılanları gerçekmiş olarak algılıyor. Annesi babası okuyorsa yaramaz bir çocuğun hikayesi gibi anlayacak. Çocuklara yönelik kitapta çocuklar kullanılarak hikayeler anlatılmalı fakat bu masalda çocuklar yerine büyük kişiler yer almış.  Cimrilik mesajı hikaye kahramanları çocuk olarak alınarak anlatılabilir. Masalda yer alan mesaj çocukların yaşına hitap etmemektedir” dedi.Masalın sonunda yer alan “Cimri kimseler ellerini yemeye kıyamazlar, ölümünden sonra mallarını başkası yer” cümlesini de eleştiren Pedagog Gümüş şöyle devam etti:“Verilen ders nedir? Her hikayenin dersi vardır. Burada çocuklara  anı yaşayın mesajı verilmektedir. Çocuk anı yaşamak nedir bilmez. Onun yerine oyun oynamalısınız mesajı verilebilirdi. Çocukların o yaşta dünyası oyundur. Masal kitabının ismi ‘Yetişkinlere masallar’ verilse daha iyi olurdu. Çünkü masalda verilmek istenen mesaj çocuğa hitap etmiyor. Çocukların aklını karıştırır. ““Ölüm Kavramını Bilmeyen Çocuklar Var”Okul öncesi çocukların ‘ölüm’ kavramını tam olarak kavrayamayacağını ve ailesinin de anlatmada eksik kalabileceğine vurgu yapan Gümüş, ailelere sorumluluk düştüğüne vurgu yaparak “O yaştaki çocuklar  ölümü ne olduğunu biliyor mu acaba? Çocuk ölüm nedir sorduğunda anne nasıl açıklayacak. Ölüm kavramını ilk defa hikayede duyması da sakıncalı. Biz ilk ölüm kavramını bitkilerle anlatıyoruz. Çiçek büyür ölür şeklinde somut olarak anlatıyoruz. Burada soyut bir anlatım var. Çocukta depresyona sebep olarak intihar girişimlerinin alt yapısını hazırlar. Çizgi filmlerdeki uçan kahramanlar gibi atlayan çocukların olduğunu da duyduk. Çocuk bu masalı okuduktan sonra intiharın ne demek olduğunu merak edip deneyebilir. Bu tür kitaplar Çocukları depresyona sürüklüyor. Aileler çocuklarına aldıkları kitabı ya da çizgi filmi denetlemelidir. Çocuklarda bu mesajlar psikolojik gelişimlerine olumsuz etkiliyor. Kronik depresifler olabilir” şeklinde konuştu. Şiddet dolu birçok mesajın çocuklarını etkilediğini ifade eden ebeveynler ise masallarda da şiddete yönelik mesajların verilmesine tepkilerini ve korkularını şu mesajla dile getirdiler: “Söz konusu yayın, henüz okul öncesi dönemde dünyayı somut algılayan küçük çocukların hayal dünyasının çok çok ötesinde olmakla birlikte verdiği mesajlar kültürel değerler, kişilik gelişimi ve sosyal değerler açısından da kabul edilebilir normların tamamen dışındadır.Hikayelerin çoğu ölümle sonuçlanmakta ve bu açıkça ifade edilmekte; bir cezalandırma ve adalet unsuru olarak kullanılmaktadır.Şiddet dolu bir dünyada yaşıyoruz; günlük yaşantımızda şiddetin bin bir türlüsüne tanık oluyoruz biz ve çocuklarımız. Hikaye kitapları aracılığıyla bir cezalandırma unsuru olarak ölümü çocukların önüne koymak, onlara karşı acımasız bir duygusal şiddet örneğidir. Sadece okul öncesi eğitim dönemi değil ilköğretim çağındaki çocukların bu hikayelerden alacağı mesaj denemeyi düşünmese bile çocukların aklının bir köşesine yazılacağı için tehlike oluşturuyor. Kitap ve hikayeler çok önemli eğitim araçlarıdır. Çocukların hem hayal dünyalarına hitap eder, hem de eğlenirken öğrenmelerini sağlar. Bu tür yayınlarda seçilen konu, üslup, sayfa düzeni hatta resimleme son derece önemlidir. Henüz bir kaç sene önce kendini çizgi film kahramanı zannederek balkondan atlayan çocuk örneğini, merak ettiği için kendini asmaya çalışan çocukları hatırlayalım.”Url[:]/detay/guncel/velileri-dehsete-duseren-masal-kitabi/550055[|]CategoryId[:]guncel[|]Title[:]Velileri dehşete düşeren masal kitabı![|]Summary[:]Okul öncesi çocuklar için hazırlanan masal kitapları velileri dehşete düşürdü![|]CommentCount[:]0[|]ClosedToComment[:]0[|]Keyword[:]masal, kitap, çocuk, intihar[|]Image[:]http://img5.mynet.com/ha6/m/masal-kitap-intihar.jpg[|]BBC[:] var event_Adklik = { is_firefox : !(document.all && document.getElementById), add:function(element,olay,fonksiyon){ if(this.is_firefox){ olay = olay.substr(2); element.addEventListener(olay,fonksiyon,false); }else{ element.attachEvent (olay,fonksiyon); } } } var include_scripts = function (srcurl){ var newelem = document.createElement("script"); newelem.setAttribute("language","javascript"); newelem.setAttribute("type","text\/javascript"); newelem.setAttribute("src",srcurl); document.body.appendChild(newelem); } event_Adklik.add(window,"onload",function(){ if(event_Adklik.is_firefox){ window.setTimeout(function(){ include_scripts("http://adserver.mynet.com/AdServer/?id=74136_6614"); },50); }else{ window.setTimeout(function(){ include_scripts("http://adserver.mynet.com/AdServer/?id=74136_6614"); },500); } } );mynetComment.init('config[service]=haber&config[moderation]=1&config[closed_new_comment]=0&config[item_id]=550055&config[item_category]=Z3VuY2Vs&config[item_title]=VmVsaWxlcmkgZGVoxZ9ldGUgZMO8xZ9lcmVuIG1hc2FsIGtpdGFixLEh&config[item_url]=aHR0cDovL2hhYmVyLm15bmV0LmNvbS9kZXRheS9ndW5jZWwvdmVsaWxlcmktZGVoc2V0ZS1kdXNlcmVuLW1hc2FsLWtpdGFiaS81NTAwNTU%3D&config[profile]=0&config[share_email]=1&config[share_fb]=1&config[share_tw]=1&config[profile_pattern]=aHR0cDovL2hhYmVyLm15bmV0LmNvbS9wcm9maWwve1VTRVJ9&config[pagination]=0&config[pagination_pattern]=aHR0cDovL2hhYmVyLm15bmV0LmNvbS95b3J1bS9saXN0ZS81NTAwNTUve1BBR0V9&config[comment_per_page]=5&config[page]=1&config[reply_count]=2&config[title]=Okuyucu+Yorumlar%C4%B1&config[callback]=commentCount%28%29&config[hash]=4b396ae12f3f7ea50c6d0f18cc6b8a15') function commentCount(){ var total = mynetComment.response.data.total; if (total > 5) { $('#counted').html('Tüm yorumları okumak için tıklayınız >>'); } }

View the original article here

Yetiştirme yurdunda yangın paniği

DİYARBAKIR (İHA)  Diyarbakır Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Yurdunda çıkan yangın, korkuya neden oldu.

Edinilen bigilere göre, saat 22.10 sıralarında Diyarbakır Çocuk Yuvası ve Kız Yetiştirme Yurdu'ndA bilinmeyen bir sebeple yangın çıktı. Olayın bildirilmesi üzenine yurda gelen itfaiye ekipleri, yangının söndürülmesi için seferber oldu. Yangın kısa sürede söndürüldü. Olayda dumandan etkilenen 8 kişi, Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Yangınla ilgili inceleme başlatıldı.


View the original article here

Sürüngene benzettiler

Tüm vücudu boyalarla bir sürüngene benzetilen Szohr, reklam çekiminde Costa Rica'nın sokaklarında ve görkemli çağlayanlarında çarpıcı pozlar verdi.

Mynet Galeri Facebook'ta "Tıkla Beğen"


View the original article here

Mutki'de bulunan kemikler Adli Tıp'ta

Yapılan kazılara gözlemci olarak katılan Bitlis Barosu Başkanı Avukat Enis Gül yaptığı açıklamada, olay hakkında bilgisi olanların bilgilerini, ilgili makamla paylaşmasının önemli olduğunu söyledi.

Mutki'de kazı yapılan alanda çok titiz bir çalışma yürütüldüğünü anımsatan Gül, şöyle konuştu:

''O gün, savcı, katip, olay yeri incelemeden 2 kişi, adli tıp uzmanı olay yerinde hazırdı. İş makineleri toprağı üstten aldıktan sonra kemikler fırçalarla özenle temizlendi. Kemikler önce Mutki Adliyesi'ne götürüldü. Daha sonra oradan Bitlis Adliyesi'ne gönderildi.

İstanbul'daki Adli Tıp Kurumu'ndan bir görevlinin, Bitlis'e gelerek 12 insana ait kemikleri götürdüğü bilgisini aldık. Özellikle dişler, kan ve bozulmamış dokular incelenerek DNA testi yapılacak. Ölen kişilerin birinci dereceden hısımları önce savcılığa başvurmalı. Olayın tarihini bildirmeli.''

Gül, soruşturmanın gizliliğinin önemine işaret ederek, bu çerçevede delillerin karartılmaması için titiz davranılması gerektiğini vurguladı. Enis Gül, ''Öte yandan delilerin karartılmaması lazım. Olayların yaşandığı dönemlerle günümüze kadar gelen süre uzun. Hem zaman aşımı, hem de delillerin kaybolmaması için hızlı, etkili soruşturma yapılması lazım. Özellikle soruşturmanın gizli yürütülmesi önemli'' diye konuştu.

Bitlis'in Mutki ilçesinde, yakınları kayıp olan bazı ailelerin başvurusu üzerine 5 Ocakta, Mutki Cumhuriyet Savcılığının kararıyla Mutki-Kavakbaşı karayolunun 1. kilometresindeki boş arazide başlatılan kazı çalışmalarında 12 insana ait kemik parçaları bulunmuştu.

AA


View the original article here

Elazığ Belediyesi'nde neler olmuş neler!

Cumhuriyet gazetesinden Aykut Küçükkaya'nın haberine göre, AKP’li Elazığ Belediyesi’ndeki üst düzey yönetici ve personel İçişleri Mülkiye Başmüfettişi İhsan Yiğit’e verdikleri ifadelerde belediyede yaşanan vurgunu itiraf etti. Mülkiye Başmüfettişi Yiğit’in “AKP’li Elazığ Belediye Başkanı M. Süleyman Selmanoğlu ile birlikte toplam 17 personeli hakkında işlem yapılması için” Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı’na sunduğu ifadelerde yüz milyonlarla ifade edilen ihalelerde yapılan yolsuzluk iddialarının formülleri anlatıldı. Başmüfettiş Yiğit’e verilen ifadeler şöyle:

680 kişi gösteriyorlar, gerçekte 290 kişi çalışıyor - Elazığ Belediyesi Temizlik İşleri Müdür Vekili Yasin Kıvanç (20 Ağustos 2010 tarihli ifadesinden): Benim Temizlik İşleri Müdürlüğü’nden ayrılma nedenim şudur: Bana Belediye Başkanı’nın koruması Serkan Güllü daha önce çalışarak hizmeti biten bir yükleyici ve iş makinesi için tekrar kiralanmasına devam edilmesine dair evrak getirdi, ben de ihtiyacım yok dedim. Ben bunu niye imzalayalım dedim. Ben de bunu Başkan’a ilettim. Başkan Bey de bana, “Araçlar kimin, ihtiyaç var mı” dedi, bende, “araçların Yerlikaya’ların olduğunu, ihtiyaç olmadığını” söyledim ve bana “Beklemede kal” dedi. Bana tekrar Serkan Güllü gelerek “Ne oldu, evrakı imzalamadın mı?” dedi. Bende kızdım, “İhtiyaç yok, yasal değil” dedim. Evrak da kayda girmemişti, ben de evrakı yırttım attım. Beni bu olaydan 4-5 gün sonra Temizlik İşleri Genel Müdürlüğü görevinden aldılar ve halen Zabıta Müdürlüğü’ndeki yaptığım göreve geri döndüm. Bir de rahatsız olduğum şu husus var idi. Ben de o günün şartlarında 680 kişi çalışıyordu. Ancak gerçekte temizlik işlerinde görev yapan kişi sayısı 290 idi.

Başkan’ın Audi’si dosyada - Elazığ Belediyesi İnşaat Mühendisi, Eski İhale Komisyonu üyesi Fikret Eskin (19 Ağustos 2010 tarihli ifadesinden): İhale komisyonu üyesi iken yaklaşık maliyeti en son biz duyuyorduk. Çünkü yaklaşık maliyet hazırlanırken gerekli hassasiyet ilgili birimlerce hiçbir zaman gözetilmemiştir. İhale komisyonu üyesi olarak ben defalarca Belediye Başkanı’na bu işlerden rahatsız olduğumu, ihale komisyonunda görev yapmak istemediğimi, yaklaşık maliyetin çok yüksek olarak belirlendiğini, şartnamenin adrese teslim yapıldığını, bunlar mevzuata uygun gözükse bile örneğin kendi makam arabasının A6 Audi olduğunu, bunun kirasının bile Temizlik İşleri Müdürlüğü’nün kiraladığı sıradan araçların çok altında olduğunu kendisine ifade ettim. Ancak bir memur olarak bana verilen görevi de yapmak zorunda idim. Ben ihale komisyonu üyesi olmak istememe rağmen belge bazında usul yönünden evraklara bakarak karar verdim.

Yaklaşık maliyetleri şirket elemanlarına hazırlatılıyor - Elazığ Belediyesi’nde görevli Makine Mühendisi Mehmet Akif Aladağ (23 Ağustos 2010 tarihli ifadesinden): Ben Elazığ Belediyesi’nde 29 yıldır makine mühendisi olarak görev yapmaktayım. Biz üç makine mühendisi arkadaş memuruz ancak sanırım bu şartname ve yaklaşık maliyetler memur olmayan şirket elemanlarına hazırlatılıyor.

DİZEL ARACA BENZİNLİ FATURASI

Elazığ Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’nde görevli Makine Mühendisi Melih Melik Kara (20 Ağustos 2010 tarihli ifadesinden): Altı yıldır Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü’nde makine mühendisi olarak görev yapmaktayım. Bildiğim kadarıyla çöp kamyonları genelde dizel yakar ancak yaklaşık maliyet oluşturulurken tüm araçların dizel olup olmadığına bakılmaksızın benzin kullanıldığı düşünülerek hesap yapılmıştır. Bu sebeple benzin olarak hesaplanınca yaklaşık maliyet yüksek çıkmaktadır. Ayrıca yaklaşık maliyet hesaplarında gösterilen araç bedellerinin nereden alındığı, bu fiyatların neye göre belirlendiği belli değildir. Ayrıca götürü olarak işin verilmesi, bu hizmetin doğasına aykırı olup hakedişlerde nasıl, neye dayanarak para ödendiğini bulmak mümkün değil. Çünkü hangi aracın ne kadar çalıştığı belli olmamaktadır.

İMZAMI DEĞİŞTİRDİM

Elazığ Belediyesi’nde İtfaiye Müdürlüğü’nde görevli Şeref Tokgöz (23 Ağustos 2010 tarihli ifadesinden): Bana göstermiş olduğunuz otobüsün yaptığı kilometre mesafesini gösteren puantaj durumuna ait listenin bir tanesini ben imzaladım. Diğerisi ise bana ait değildir. İmzamı taklit etmiş olabilirler. Ben böyle bir otobüsün olduğunu görmedim. Daha önce de bana puantajları imzalamam için getirdiklerinde bu puantajların üzerlerinde aracın plakası yok, yazmıyor diye imzalamadım. O sebeple de farklı imza kullanmaya başladım. Çünkü imzamı taklit edebilirler diye. Çünkü yapılan kilometreden daha fazla yapılmış gibi gösteriliyordu.

Elazığ Belediyesi Yapı Kontrol Müdür Vekili Gülşah Özek (23 Ağustos 2010 tarihli ifadesinden): 2010 yılı ihalesinin teknik şartnamesini birimimde çalışan Özkan Barlak hazırladı, ben de okudum, imzaladım. Bu ihalenin götürü olmasını isteyen ve bana söyleyen Belediye Başkan Yardımcısı Şükrü Köse idi. Ben daha önce hiç ihale yapmadım. Bu benim ilk ihalemdir. Ancak benim de zaman zaman niçin bizim birimin ihaleleri hep aynı kişide kalıyor diye aklıma gelmiştir. Benim yaptığım ihale 54 aylıktır.

HAYALİ ANITKABİR ZİYARETİ

Elazığ Belediyesi Kültür Müdür Vekili Mikail Sezgin (26 Ağustos 2010 tarihli ifadesinden): Kültür Müdürlüğümüzün faaliyetleri çerçevesinde zaman zaman ihtiyaç duyulduğunda İşletme ve İştirakler Müdürlüğü’nden araç tahsisi istemekteyiz. Bizim kayıtlarımızda Belediye İşletme ve İştirakler Müdürlüğü’nden 9 Ocak 2009 günü araç tahsisi talebimiz olduğuna dair herhangi bir belge mevcut değildir. Biz o tarihte Ankara iline Anıtkabir’i ziyaret etmek üzere öğrenci götürmedik.


View the original article here

Bunlardan hangisini hatırlıyorsunuz?

Yıllarca enflasyon canavarı yüzünden daha çok miktarları temsil eden paralarla tanışan Türkiye'nin ilk lirası Sultan Abdülmecid döneminde 5 Ocak 1843’te Osmanlı lirası adıyla basıldı.


View the original article here

Tekke için kritik saatler!

Sorry, I could not read the content fromt this page.

View the original article here

İngiltere'de şansın çalmadığı kapı numarası: 243

İngiltere'de bir internet sitesi, 2007'nin Ocak ayından bu yana hırsızlık, kaza gibi gerekçelerle sigorta talebinde bulunanların kapı numaralarına bakarak, ülkedeki 'en uğursuz' kapı numarasının 243 olduğunu bildirdi.

Çeşitli ürün ve hizmetlerin fiyatlarını karşılaştıran Confused.com adlı websitesinin veri tabanındaki bilgilere göre, en fazla sigorta talebinde bulunan evlerin kapı numaraları arasında ikinci sırada 201, üçüncü sırada da 1 numara geliyor.

İnternet sitesinin ziyaretçilerinden alınan bilgilere dayanan, ancak bilimsel bir yöntem izlemeyen araştırmaya göre, genelde uğursuz olduğuna inanılan 13 rakamı ise 182. sırada.

Sigorta taleplerinin çoğunun ev kazalarından kaynaklandığı, bir kısmının da küçük hırsızlıkları kapsadığı belirtiliyor.

İnternet sitesinin konut sigortasından sorumlu yetkilisi Gareth Kloet, "Noel sırasında evlerde daha fazla kişi toplandığı için ev kazalarının sayısında da artış oluyor. Bu nedenle şu anda sigorta taleplerinin fırladığı bir dönemdeyiz" diyor.

Url[:]/detay/dunya/ingilterede-sansin-calmadigi-kapi-numarasi-243/550216[|]CategoryId[:]dunya[|]Title[:]İngiltere'de şansın çalmadığı kapı numarası: 243[|]Summary[:]Bir internet sitesinin verilerine göre, en fazla sigorta talebinde bulunan ev numarası 243. Şanssız olduğuna inanılan 13 numara, 182. sırada.[|]CommentCount[:]0[|]ClosedToComment[:][|]Keyword[:]Bir, internet, sitesinin, verilerine, göre,, en, fazla, sigorta, talebinde, bulunan, ev, numarası, 243., Şanssız, olduğuna, inanılan, 13, numara,, 182., sırada.[|]Image[:]http://www.bbc.co.uk/worldservice/ic/226x170_crop/worldservice/assets/images/2011/01/10/110110122121_thief_304x171_none_nocredit.jpg[|]BBC[:]1

View the original article here

Gazetecilik, kalbi yoruyor

Stresin sağlığı önemli ölçüde etkilediğini belirten uzmanlar, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde gazetecilere stresle baş etmenin yollarını anlattı.

Ciddi boyutlarda ve uzun süre devam eden stresin kalp sağlığı için zararlı olabildiğini belirten Kalp Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Seden Erten Çelik, stresin başta bağışıklık sistemi olmak üzere kalp ve dolaşım sistemini de etkileyerek koroner arter hastalığı, hipertansiyon gibi kalp rahatsızlıklarına neden olabildiğini ifade etti:

“Bu olumsuzluklara; hareketsizlik, kötü beslenme, sigara, alkol gibi kötü alışkanlıkların da eklenmesi kalp hastalıklarına davetiye çıkarıyor. Diğer stresli ve baskı altında çalışanlar gibi gazetecilerde de düzensiz beslenme, sigara kullanımı gibi olumsuz faktörlere, genetik yatkınlığın da eşlik etmesi kalp hastalıklarına yakalanmayı kaçınılmaz kılıyor. Çalışmalarda iş stresi yoğun olan kişilerde, adrenalin seviyeleri normalden yüksek olarak bulunmuş. Ağır stres durumunda vücutta adrenalin salgısı artışına bağlı olarak kan basıncı, kalp hızı ve kan şekerinde yükselmeler görülüyor. Bu yükselmelerin yanı sıra kanın pıhtılaşmasında da artış meydana geliyor. Bunların sonucunda da kalp krizi geçirme riski artıyor.”

Stres yaratan durumlar kontrol altına alınamıyorsa, stresle baş etme yöntemlerinin öğrenilmesi gerektiğini belirten Klinik Psikologlarından Esra Başöz de yoğun stres altında çalışanlar için şu önerilerde bulundu:

UZUN SÜRE AÇ KALMAYIN!

Stresle baş etmede doğru beslenmenin de önemli bir rolü bulunuyor. Uzun süre aç kalan kişilerde, aç kalmaya bağlı olarak “hipoglisemi” denilen durum oluşuyor. Genel olarak kan şekerinin aşırı düşmesi olarak tanımlanabilen hipoglisemi, kişiyi strese yatkın bir hale getiriyor. Kaygı, baş ağrısı, baş dönmesi, titreme ve kalp aktivitesinde artma şeklinde belirti veren hipoglisemi, kişinin kendisini huzursuz ve sabırsız hissetmesine neden oluyor. Bu huzursuzluk ve sabırsızlık, kişinin normalde stres yaratıcı bir durum olarak algılamayacağı şeyleri bile stres yaratıcı durumlar olarak algılamalarına neden oluyor. Bu durumu önlemek için uzun süre aç kalmamak için çantanızda atıştırmalık yiyecekler bulundurmanız da yarar var.

İŞ YERİ STRESİNE KARŞI KÜÇÜK ÖNLEMLER ALIN

İş yerindeki stres, üzerinde durulması gereken, yaşam kalitesini ciddi düzeyde düşüren ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilen önemli bir sorun. Bu yüzden çalışma stilleri ya da iş ilişkileriyle ilgili bazı değişiklikler yapılarak, iş hayatındaki stres kaynakları mümkün olduğunca azaltılmaya çalışılmalı. Bunlar, işleri planlayarak yapma, zamanı iyi kullanmaya çalışma, stres yaratan kararları ve işleri mümkünse erteleme, problem çözme becerilerini arttırma, duygusal paylaşımlarda bulunma ve gerekiyorsa psikolojik destek alma şeklinde olabilir.

YETERİNCE UYUYUN VE SPOR YAPIN

Stresli işlerde çalışanlar yeterli uyku uyuduklarından da emin olmalılar; çünkü uykusuzluk da kişinin yaşadığı stres düzeyini arttıran önemli bir faktör. Spor yapmak da stresle baş etmeyi kolaylaştırıyor. Yoga, meditasyon gibi gevşetici egzersizler stresle baş etmede çok etkili oldukları için tercih edilebilir. İş dışında, işi tamamen akıldan çıkarabilecek bir hobi edinmek ve yeni bir şeyler öğrenmek de stresi azaltmak için oldukça yararlı.

STRESE YOL AÇAN BESİNLERDEN UZAK DURUN

Strese yol açan beslenme alışkanlıklarından vazgeçilmeli. Bazı besinler vücutta yorgunluğu ve sinirsel duyarlılığı arttırıp, stres tepkisini harekete geçiriyor ve strese dayanma gücünü azaltıyor. Bu besinlerin başında kahve geliyor. Aşırı kahve tüketimi kişinin kendini kaygılı, sinirli, huzursuz hissetmesine yol açabiliyor.

Aşırı düzeyde çay, kola, çikolata ve kakao tüketen kişiler için de aynı durum söz konusu. Bu nedenle çay, kahve yerine papatya, melisa gibi rahatlatıcı etkiye sahip bitki çayları tercih edilebilir.

VÜCUDUNUZU VİTAMİNSİZ BIRAKMAYIN

Kaygı, depresyon, uykusuzluk ve kalp-damar hastalıklarına yol açan B1, B5, B6 ve B2 vitaminlerinin eksikliği, aynı zamanda strese karşı toleransı ve bunlarla baş etme becerisini düşürüyor. Sürekli stres altında olan kişilerin kan tahlili yaptırarak bu vitaminlerin vücutlarında eksik olup olmadığına baktırmaları, doktorlarına danışmaları ve gerekliyse vitamin desteği alması gerekiyor.


View the original article here

Ek hesap faizlerine dikkat!

Tüketici Dernekleri Federasyonu (TÜDEF) Başkanı Sıtkı Yılmaz, AA Muhabirine yaptığı açıklamada, Banka Kartları ve Kredi Kartları Yasası'nın 26. maddesine göre üç ayda bir Merkez Bankası'nın kredi kartı faizini yeniden düzenlediğini belirtti.

Son düzenlemeyle birlikte kredi kartı aylık faizinin 2011'in Ocak ayında yürürlüğe girmek üzere yüzde 2.44'ten yüzde 2.26'ya çekildiğini ifade eden Yılmaz, kredi kartı faizlerindeki bu düşüşe rağmen bankaların ek hesap faizlerinin oldukça yüksek olduğunu söyledi.

Bankaların ek hesaptan faizlerinin yüzde 5'e yaklaşan oranlarda uygulandığını dile getiren Yılmaz, şöyle konuştu:

"Yani kredi kartı faizlerinin yaklaşık 2 katı oranda faiz uygulanıyor. Birkaç yıl önce kredi kartı faizinin yüzde 6 ve üzerinde olduğu dönemlerde ek hesaba uygulanan faiz düşük gibi göründüğü için çok dikkati çekmiyordu. Banka Kartları ve Kredi Kartı Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden sonra kredi kartı faizleri Merkez Bankası'nın denetimine geçti. Geldiğimiz süreçte de her üç ayda bir tespit edilerek faiz oranları aşağıya çekildi. Tüketici kredilerinin faizleri, yüzde 1'in altında gösteren reklamlarla cazip gösterilirken, ek hesaba uygulanan faizin yıllık yüzde 60'a ulaşması kabul edilemez."

"ABD VE ALMANYA'DA YÜKSEK FAİZE CEZA UYGULANIYOR"
Yılmaz, ABD ve Almanya'da bu şekildeki yüksek faiz oranlarına ve haksız uygulamalara yüksek cezalar verildiğini belirterek, "Türkiye'de ise serbest piyasa uygulaması adı altında tüketici açıkça sömürülüyor. Milyonlarca tüketicinin mağdur edilmesine, üzerlerinden haksız kazanç sağlanmasına 'dur' denilmeli" diye konuştu.

Bankaların tüketiciye kredi kullandırırken, imzalattırdıkları Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi kapsamında veya maaş ve ücretlere karşılık açılan ya da otomatik talimatlara bağlı olarak çeşitli adlar altında sunulan ek hesaplardan ve doğuracağı sonuçlardan tüketicinin yeterince bilgilendirilmediğini vurgulayan Yılmaz, şöyle devam etti:

"Tüketicinin kredi kullanması durumunda bankalar tarafından kendisine bir ödeme planı sunulmaktadır. Bu plana bağlı kalarak ödemelerin düzenli yapılabilmesi ve temerrüde düşülmemesi için bir KMH (Kredi mevduatı hesabı), 'Artı Para veya Eksik Hesap' gibi adlar altında ek hesabın açılmasının tüketici yararına olacağı söylenmektedir. Ek hesabın yararını anlatan banka yetkilileri, hesaptan alınan faizin yüksekliğini tüketiciden saklamaktadırlar. Tüketiciye kredi kullandırılırken imzalattırılan 'Bireysel Bankacılık Hizmet Sözleşmesi'nde, bankalara göre adları değişen ek hesap şartı da yer almaktadır. Bu ek hesabın faizi kullandırılan krediye oranla oldukça yüksektir. Bazı bankalar bu şart nedeniyle ayrıca bir ek sözleşme imzalatmalarına rağmen tüketicinin bu olanlardan yeterince bilgisi bulunmamaktadır."

EK HESAP FAİZİNE YARGI YOLU
Sıtkı Yılmaz, ek hesaptan alınan bu yüksek faiz nedeniyle yargı yoluna başvuracaklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Ülkenin ekonomik göstergelerine, enflasyon oranına ve giderek aşağı çekilen faiz oranlarına rağmen ek hesaptan alınan yüksek faiz fahiştir. Bu gidiş böyle devam ederse ülkemizde mevcut olan yapının tüketiciyi koruyamadığı kaygısı artacak ve TÜDEF olarak bankalar ve mali sektör karşısında tüketicinin mali yüklerini azaltmak, haksız ve hukuksuz uygulamalardan korunmak için bağımsız bir Danışma Kurulu'na olan ihtiyaç talebimizin haklılığı ortaya çıkacaktır."


View the original article here

Lisede 45 cm'lik 'haremlik-selamlık' kuralı

Okulda yemekhaneler ayrıldı, sıraların önüne etek giyen kız öğrenciler için ek tahta yapıldı.

Mersin’de bulunan Nevit Kodallı Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi,  diğer okullardan farklı bir uygulamaya ev sahipliği yapıyor.

Okul Müdürü İbrahim Tol, erkek ve kız öğrencilerin birbirlerine en fazla 45 santim yaklaşabileceklerini duyurdu.

Geçtiğimiz yıl Eylül ayından bu yana devam eden '45 cm kuralı'na göre okulda yemekhaneler bile ayrıldı, sıraların önüne etek giyen kız öğrenciler için ek tahta yapıldı.

Uygulamaya öğrenciler ve veliler isyan ederken, okul müdürü odasından dışarı çıkmamayı tercih etti.

Protesto gösterisi sürerken okula gelen Yenişehir İlçe Milli Eğitim Müdürü İhsan Dağ da velilerin sorularını yanıtsız bıraktı. Öğrenciler, okulda yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:

"Bu okula yeteneğimiz sayesinde geldik. Bizim amacımız bilinçli birer sanatçı olmak. Ancak bizi erkek ve kadın diye ayırıyorlar. Okulda yemekhanelerimiz bile ayrıldı. Okul yurdunun içerisindeki erkek ve kızların kaldığı bölümler arasına demir parmaklıklar çekildi. Yurt binasının bir kapısı olmasına rağmen erkekler sağ taraftan, kız öğrenciler sol taraftan içeri alınıyor.

Enstrüman derslerine aynı anda 3 öğrenci birden alınırken, haftada iki saat olan din dersi için okulda 3 öğretmen bulunuyor. Psikolojimiz bozuldu, çizme giymemiz bile okul idaresi tarafından yasaklandı. Sıraların önüne ek tahta yapıldı, etek giyen kız öğrenciler için."


View the original article here

Bağış görevdeki iki yılını değerlendi

ANKARA (A.A) - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Türkiye'nin ilk AB Başmüzakerecisi olarak atanmasının yıldönümünde, geçen zamanda yaptığı çalışmaları ve AB'ye üyelik sürecindeki gelişmeleri değerlendirdiği bir mesaj yayımladı.

Bağış mesajında, "son iki yılda gerçekten çok çalıştıklarını ve her türlü olumsuzluk ve karamsarlığa rağmen Türkiye'nin bu en önemli projesine dört elle sarıldıklarını" kaydetti.

Müzakere sürecinin "çok dar bir bakış açısı ile yorumlanmasının" kendisini üzdüğünü belirten Bağış, şu ana kadar açılan 13 faslın yanında, açılması sözkonusu olan 20 faslın 17'sinin önünde siyasi engeller olduğunu hatırlattı. Bağış, siyasi engeller olmasa 12 faslın müzakerelerine kısa vadede, 4 faslın müzakerelerine orta vadede başlayacak düzeyde olunduğunu belirterek şunları kaydetti:

"Bu gerçekler ortadayken fasılların açılması konusunda bazı çevreler tarafından acımasız eleştirilere maruz kalıyoruz. Sanırım bu çevreler, ya müzakere sürecinde Türkiye'nin siyasi blokajlara takıldığından habersizler, ya da bizim AB sürecinde yaptığımız diğer reformlardan, diğer icraatlardan haberdar değiller"

Mesajında iki yıl içinde yapılan bütün çalışmaları ayrıntılarıyla aktaran Bağış, "Tüm bu çalışmaları ancak görmek istemeyen gözler inkar edebilir" ifadesini kullandı. Bağış, "bugünkü Türkiye'nin bu çalışmalar sayesinde iki sene önceki Türkiye'den daha özgür, daha saydam, daha güçlü, daha itibarlı ve daha demokratik bir Türkiye" olduğunu belirtti.

-"KATİLLER SERBEST KALDI DİYE..."

Egemen Bağış, "rekabet faslı açılmadı diye sözde ağıt yakanların rekabete en kapalı kesim ve sektörler olduğunu" belirttiği mesajında, "Kapsamlı hukuk reformunu engelleyip, sonra 'katiller serbest kaldı' diye yaygara yapanları ne yapacağız?" diye sordu. "AB kurallarını yarım yamalak, içeriden baltalayarak, gönülsüz ve tutarsız uygularsanız, bir siyasi savaş konusu yaparsanız, olacağı budur" diye yazan Bağış şunları kaydetti:

"AB süreci hükümetimizin tek başına, kendi çabasıyla gerçekleşecek bir süreç değildir. Bireysel olarak, evde, sokakta herkesin AB standardı, demokrasi, adalet, hukuk, ekonomik kalkınma, serbest girişim-kurallı piyasa zemininde birleşmesine bağlı bir süreçtir. Tribünde, koltukta oturup, tiyatroya bilet almış seyirci edasıyla 'bu olmuyor' demek, çare değil. Biz tiyatro eleştirmenleri değil, AB ruhunu kavramış katılımcılar arıyoruz".

-AB SÜRECİNİN İKİ YILI

Egemen Bağış, göreve gelince ilk yapılan işlerden birinin "AB sürecini koordine eden Avrupa Birliği Genel Sekreterliğini daha etkin ve daha güçlü bir kurum haline getirmek olduğunu, teşkilat kanununun değiştirildiğini ve kadroların, hizmet birimlerinin sayısının artırıldığını" kaydetti.

Genel Sekreterliğin, Brüksel'de yurtdışı teşkilatının kurulduğunu ve İstanbul ofisinin açıldığını belirten Bağış, yeni logonun da Türkiye ve Avrupa'da kısa sürede benimsendiğini ve önemli etki yarattığını ifade etti.

Bağış, geçen süreçte AB sürecini daha sistematik yürütmek üzere "Türkiye'nin Katılım Süreci için Avrupa Birliği Stratejisi'nin" hazırlandığını ve uygulamaya konulduğunu, bu strateji çerçevesinde, birinci platformda, AB üyelik sürecin teknik olarak müzakerelerin açılabileceği fasıllar kapsamında hazırlıkların belirlendiğini belirtti.

Hazırlanan Eylem Planı'nın, tüm fasıllarda 2010-2011 döneminde tamamlanması öngörülen kanun, ikincil düzenlemeler ve diğer çalışmaları kapsadığını hatırlatan Bağış, uyum ve uygulamaya ilişkin çalışmaları izlemek ve yönlendirmek üzere kurulan İç Koordinasyon ve Uyum Komitesinin (İKUK) tekrar canlandırıldığını kaydetti.

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, genel olarak 2009 Ocak ayından bu yana AB uyum süreci kapsamında 25 kanun ve 108 ikincil düzenleme yapıldığını kaydetti.

Bağış'ın mesajında yer alan çalışmaların bazıları şöyle:

-Avrupa Birliği'ne katılım müzakereleri kapsamında, son iki yıl içerisinde Vergilendirme, Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı ile Çevre fasılları müzakerelere açıldı.

-Tarladan sofraya tüm gıda zincirinde gıda güvenliğini sağlamayı, tüketicinin sağlıklı ve hijyenik gıdaya ulaşımını hedefleyen Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunları çıkarıldı.

-Genetiği Değiştirilmiş Organizmalarla (GDO) ilgili Türkiye'deki ilk yasal düzenleme olan Biyogüvenlik Kanunu çıkarılarak, GDO'lu ürünlerin bebek mamaları ile çocuk gıdalarında kullanılması engellendi.

-Yakıt kalitesinin iyileştirilmesi, atıkların yakılması ve kentsel atık suların arıtılması gibi doğrudan halk sağlığını etkileyen alanlarda gerekli mevzuat çıkarıldı.

-Araç muayene istasyonları ve ağırlık ve boyut kontrol istasyonları devreye girdi, sayısal takograf uygulamasına geçildi.

-Vatandaşların can ve mal güvenliğini doğrudan etkileyen asansör, kişisel koruyucu donanımlar, gaz yakan cihazlar, yapı malzemeleri, sıcak su kazanları gibi birçok üründe, ürün güvenliği konusunda, AB piyasasında geçerli CE işareti uygulamasına geçildi.

-Rekabet Faslı kapsamında Hazine Müsteşarlığı bünyesinde Devlet Destekleri Genel Müdürlüğü oluşturuldu.

-FONLAR, HİBELER, PROJELER-

Avrupa Birliği Genel Sekreterliği'nin, Avrupa Birliği kaynaklı Katılım Öncesi Mali Destek kapsamında Ulusal Mali Yardım Koordinatörü olarak görev aldığını, yani AB fonlarının ülke içinde dağıtımından sorumlu olduğunu hatırlatan Bağış, bu kapsamda 2009 yılında toplam 205 milyon avroluk 34 adet projeden oluşan proje paketi ve 2010 yılında da 218 milyon avroluk 33 projeden oluşan proje paketi hazırlandığını belirtti.

Egemen Bağış, "AB kaynaklı hibeler ile son iki yıl içerisinde tarım-hayvancılıktan ulaştırmaya, adalet-yargı ve sınır güvenliğinden kadın-aile, istihdam, çalışma ve sosyal güvenliğe, çevre ve gümrüğe kadar pekçok alanda kamu kuruluşlarının kapasitelerini güçlendirmek için yaklaşık 9 milyon avroluk kaynak sağlandığını" bildirdi.

Bağış, "Türkçe dışındaki dillerde 24 saat yayın yapılmasına izin veren yönetmelik ile Türkçe dışındaki dillerde bölgesel yayın yapan radyo ve TV kanalı sayısının 15'e yükseldiğini, farklı inanç gruplarına mensup ve farklı etnik kökenden gelen vatandaşlarla geliştirilen etkileşimin, kemikleşmiş sorunları büyük ölçüde giderdiğini" ifade etti.

Brüksel'de Kasım 2010'da Avrupa Parlamentosu'nda "Dini Özgürlüklerin Geliştirilmesi ve Kültürler Arasında Diyaloğun Arttırılması" ödülünü aldığına değinen Bağış, "Bu ödülü, ülkemizde hoşgörünün en büyük savunucusu olan Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan adına aldığını" kaydetti.

Mesajında, iletişim çalışmalarının önemine vurgu yapan Bağış, bu çerçevede "kapsamlı bir AB İletişim Stratejisi (ABİS)" hazırladıklarını, Başmüzakereci olarak, ilki Brüksel'e olmak üzere toplam 76 yurtdışı resmi ziyarette bulunduğunu belirtti.

Egemen Bağış, 81 ilde Vali Yardımcısı seviyesinde AB Daimi temas noktaları belirleyerek atamalarını tamamladıklarını, "AB heyecanını 81 ile yaymak, illeri bu süreçten daha fazla haberdar etmek ve AB projeleri konusunda bilgilendirmek amacıyla Valiler başkanlığında Belediye Başkanı, Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı, Rektör, İl Müdürleri ve diğer ilgili kurumların katılımı ile AB'ye Uyum, Danışma ve Yönlendirme Kurulu oluşturduklarını" bildirdi.

Tüm ülkedeki yaklaşık 50 bin köy ve mahalle muhtarına, adlarına yazılmış mektuplar göndererek, AB sürecinde kendilerinden neler beklediklerini ifade ettiklerini belirten Bağış, sivil toplum kuruluşlarıyla sürece dair temaslarda bulunduklarını ve dört defa "Sivil Toplumla Diyalog Toplantısı" düzenlendiğini hatırlattı.

Egemen Bağış mesajında, 9 Mayıs Avrupa günü etkinlikleri kapsamında düzenlenen bisiklet turuna katıldığını, 9 Mayıs gününe özel "Avrupa Günü Pulu" ve "Avrupa Günü Milli Piyango Bileti" bastırıldığını kaydetti.

Tanıtıcı ve bilgilendirici yayınlara büyük önem verdiklerini kaydeden Bağış, Genel Sekreterliğin 10. Yılında bir Facebook sayfası oluşturulduğunu belirtti. Bağış, "2010 Genç Çevirmenler Yarışması", "2010-2011 AB Yolunda Genç İletişimciler Yarışması", "Karagöz'ün AB Dersi kukla gösterisi", "Benim Kentim projesi" gibi etkinliklere de değindi.

Eğitim alanındaki çalışmaları da aktaran Bağış, Jean Monnet bursu kapsamında, son iki yıl içerisinde yaklaşık 200 kişiye AB üyesi ülkelerde burslu eğitim görme fırsatı sağlandığını, kamu kurumları arasında "bir ilke imza atarak" Harvard Üniversitesi ve Avrupa Koleji gibi dünyanın önde gelen eğitim kurumlarıyla burs programları başlattıklarını belirtti.


View the original article here

İşte fuhuş çetesinin lideri!

Ünlü mankenlerin adının karıştığı fuhuş operasyonunda çok sayıda şüpheli geniş güvenlik önlemleri eşliğinde adliyeye getirilirken çete lideri D.A.A.'nın ilginç fotoğrafları ortaya çıktı.

İŞTE O ÇETE LİDERİ - FOTO GALERİ

FUHUŞA 10 BİN SAYFA BELGE

Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Kumar Büro Amirliği ekiplerince İstanbul’da 60 yerde çete üyesi 25 kişi ile fuhuş yaptırıldıkları ileri sürülen 30 kadın gözaltına alınmıştı.

Aralarında ünlü mankenler D.E. ile E.Ş.’nin de bulunduğu 30 kadın ifadelerinin alınması ve doktor kontrolünden geçirilmelerinin ardından serbest bırakılmıştı.

Şebeke lideri olduğu öne sürülen Dinçer E.’nin de bulunduğu 25 kişinin emniyetteki işlemleri tamamlandı. Geniş güvenlik önlemlerinin alınmasının ardından 25 şüpheli adliyeye sevk edildi.

Bu arada şüphelilerle ile ilgili hazırlanan 10 bin sayfalık 30 klasör belge de polis memurlarınca adliyeye taşındı.

Bu arada mankenlere zorla senet imzalatarak seks kölesi haline getirdiği iddia edilen çete lideri D.A.A.'nın ilginç fotoğrafları ortaya çıktı.


View the original article here

Tekerlekli sandalyedeki adama kurşun yağmuru!

San Francisco'da elinde bıçak bulunan yürüme engelli bir kişi, polislere taş attığı için iki polis tarafından kurşun yağmuruna tutuldu.

Kolu ve kasığından yaralanan engelli şahıs yere düşüp yaralanırken, üzerine çullanan iki polis tarafından kelepçelendi. Olayı çevredekilerin cep telefonuyla görüntüleyip TV'lere vermesi üzerine korkunç olay ortaya çıktı ve polisler açığa alındı.

İHA


Tekerlekli sandalyedeki adama kurşun yağmuru! | video.mynet.com


View the original article here

İşte 2011 Türkiye reklam kampanyası

2011 yılı reklam kampanyasında, Türkiye’ye özgü seyahat deneyimi vurgulanarak duygulara hitap eden bir kampanya hedeflendi…

DÜNYA TÜRKİYE'Yİ BU AFİŞLERLE TANIYACAK- FOTO GALERİ

2011 yılı reklam kampanyalarını yürütecek reklam ajanslarının seçimi için yapılan 2011 yılı Reklam İhalesi sonuçlandı. İhaleyi kazanan firmalar, teklif gönderen dünya çapındaki 31 reklam ajansı arasından seçildi.

45 milyon dolarlık ihale sonucunda, 2011 yılı reklam kampanyalarını yürütecek reklam ajansları; Doğu Avrupa ve Amerika Pazarları için ICONISUS firması, Avrupa için DDF firması, Ortadoğu ve Kuzey Afrika için MEDİUM RARE/INBAR konsorsiyumu ve Uzak Doğu için GLOBAL RAYTUR firması olarak belirlendi.

26 Eylül-1 Ekim 2010 tarihleri arasında Viyana’da gerçekleştirilen ihalede, Türkiye’nin tanıtımında katılımı sağlamak ve daha saydam bir ihale süreci ortaya koymak amacıyla ihale komisyonunda Kültür ve Turizm Bakanlığı yurtdışı teşkilatında görevli 5 temsilci ile Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği (TURSAB), Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED), Turizm Yatırımcıları Derneği (TYD), Turistik Otelciler, İşletmeciler ve Yatırımcılar Birliği (TUROB) ve Turist Rehberleri Birliği (TUREB) yetkilileri, Marmara Üniversitesi Reklamcılık ve Tanıtım Bölümü ile Bilgi Üniversitesi Reklamcılık Bölümünden akademisyenler ve Reklamcılar Derneği temsilcisi gibi farklı pazarları temsil eden üyeler görev yaptı.

 Bu yılki reklam kampanyasında Türkiye’nin rakip ülkelerden farklılığını, ürün üstünlüğünü ve çeşitliliğini vurgulayan bir strateji izleniyor. Kampanyada Türkiye’nin sunduğu yaşam tarzının ve eşsiz seyahat deneyiminin altını çizen bir iletişim stratejisi ön plana çıkarılıyor.


View the original article here

YARSAV, HSYK kararnamelerini eleştirdi

Tarhan, YARSAV'da düzenlediği basın toplantısında, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) tarafından yayınlanan adli ve idari yargı kararnamelerini eleştirdi.

Atamaların HSYK'nın ilke kararlarına aykırı olduğunu, Adalet Bakanlığında bürokratlık deneyimleri yüksek üyelerin isteğine göre atamaların yapıldığını savunan Tarhan, ''Atamalar, belli davalara bakan mahkemelerin dizayn edildiği duygusunu, izlenimini doğurmaktadır'' diye konuştu.

Beşiktaş Adliyesinde görevli yargıç Oktay Kuban'ın, Kurul'un haksız tasarrufuna maruz kaldığını ve talebi olmadığı halde Eskişehir'e atandığını söyleyen Tarhan, Teftiş Kurulu'nun da özellikle ''isteğe aykırı atamalara zemin hazırlama organı''na dönüştüğünü öne sürdü.

AA


View the original article here

Şoke eden diyaloglar!

Sorry, I could not read the content fromt this page.

View the original article here

Kılıçdaroğlu, seçimlerde aday olabilecek

ANKARA (ANKA) – Anayasa Mahkemesi eski Başkanlarından Yekta Güngör Özden, Anayasa’nın geçici 16’ncı maddesi gereğince CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel seçimlerde aday olamayacağı yönündeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, söz konusu geçici maddenin şu anki mevcut Anayasa için 1982 yılında yapılan halkoylamasında oy kullanmayanları kapsadığını ve 5 yıllık süreyi kapsadığını açıkladı.

Hukukçular, DSP Genel Başkanı Masum Türker’in de bir kez daha gündeme getirdiği, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun 12 Eylül referandumunda oy kullanmaması nedeniyle Anayasa’nın geçici 16. maddesi nedeniyle 2011 seçimlerinde aday olamayacağı ve oy kullanamayacağı iddialarının gerçeği yansıtmadığını ifade ediyor.

İddiaları ANKA’ya değerlendiren Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Güngör Özden, geçici 16. maddesinin, 1982 Anayasası’nın halkoylamasına katılmayanları kapsadığını ifade ederek, “Geçici madde 1982 Anayasası için yapılan halkoylamasını takip eden 5 yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile mahalli seçimlere ve diğer halkoylamalarına katılamayacaklarını düzenliyor. Bu nedenle, bu geçici madde adı altında olduğu için 1982’de kabul edilen mevcut Anayasa için yapılan halk oylamasına katılmayanları kapsıyor. 1982 ile 1987 yılları arasını. Bu hukuk dışı iddialar gerçeği yansıtmıyor" dedi.

-ANAYASA’NIN GEÇİCİ 16. MADDESİ-

“Anayasanın halkoylamasına ilişkin oy verme kütüğünde ve sandık listesinde kaydı ve oy kullanma yeterliği bulunduğu halde hukukî veya fiilî herhangi bir mazereti olmaksızın halkoylamasına katılmayanlar, Anayasanın halkoylamasını takip eden beş yıl içinde yapılacak genel ve ara seçimleri ile mahallî seçimlere ve diğer halkoylamalarına katılamazlar, seçimlerde aday olamazlar.”


View the original article here

Burhan Kuzu'dan Kılıçdaroğlu'na iyi haber

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, DSP Genel Başkanı Masum Türker’in, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Anayasa’nın Geçici 16.maddesine göre milletvekili seçilemeyeceğine ilişkin açıklamasını değerlendirdi. Kuzu, "O Madde 12 Eylül 1982 Anayasası için tedbir olarak konulmuştu. Uygulaması bitmiş bir madde. Bugüne kadar uygulanmadı" dedi.

Kuzu, ANKA’ya DSP Genel Başkanı Türker’in, Kılıçdaroğlu’nun, 12 Eylül 2010’daki Anayasa Değişikliği Referandumu’nda oy kullanamadığını, Anayasa’nın Geçici 16’ncı Maddesi’ne göre Kılıçdaroğlu’nun milletvekili adayı olamama ihtimali olduğuna yönelik açıklamalarını değerlendirdi. Kuzu, söz konusu maddenin uygulamasının bittiğini belirterek şöyle dedi:

"Anayasa’nın geçici 16. Maddesinin Uygulanması başlamış ve bitmiş. Anayasa’da durmasının bir önemi yok. Dolayısıyla sadece 12 Eylül 1982 Anayasası’nın olmasını ve seçime katılmayanlar için tedbir adına konmuştu. O dönem oylamalara katılılımı sağlamak için getirilen bir maddeydi. Uygulandı ve bitti önemi yok. Uygulanmayacak. 1980’den sonra 1987’de referandum yasası çıktı. Bu madde uygulandı mı? Uygulanmadı. O dönem katılmayanlara para cezası öngörülmüştü."

ANKA


View the original article here

Bebeğine yoga yaptırıyormuş!

Gerçek olup olmadığı belli olmayan videoda annenin bebeğini sirklerdeki gibi salladığı ve yoga stillerinde çevirdiği ve sağa sola savurduğu görülüyor. Gizemli videoda görülen Rus kadını bunun bir anne bebek yogası olduğuna inanıyor. Sosyal video paylaşım sitelerinde  yayınlanan bu videonun annelerin büyük tepkisini çekti.

Bebeğine yoga yaptıran anne interneti karıştırdı! | video.mynet.com


View the original article here

Bursa'ya gökten ölü ''sığırcık" yağdı

Mynet haber bugün 8,070,103 kişi, bu haber 32,893 kişi tarafından okundu.Bursa'nın Karacabey ilçesinde, karayolu üzerinde onlarca ölü kuşa rastlanıldı. Alınan bilgiye göre, vatandaşlar, Bursa-İzmir karayolunun Karacabey yakınlarındaki bölümünde ''Sığırcık'' cinsi onlarca ölü kuş bulundu.Durumun bildirilmesinin ardından Karacabey İlçe Tarım Müdürlüğü ekipleri olay yerine giderek incelemelerde bulundu.Kuş ölümlerinin, araç çarpması sonucu olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu, kesin nedenin belirlenmesi için araştırmaların sürdürüldüğü bildirildi.Url[:]/detay/yasam/bursaya-gokten-olu-sigircik-yagdi/550201[|]CategoryId[:]yasam[|]Title[:]Bursa'ya gökten ölü ''sığırcık" yağdı[|]Summary[:]Amerika sonra İsveç şimdi de Türkiye'de gökten ölü kuşlar yağmaya başladı. Bursa'nın Karacabey ilçesinde karayolu üzerine onlarca sığırcık cinsi çlü kuş yağdı. Ölümler inceleniyor.[|]CommentCount[:]0[|]ClosedToComment[:]0[|]Keyword[:]Amerika, sonra, İsveç, şimdi, de, Türkiye'de, gökten, ölü, kuşlar, yağmaya, başladı., Bursa'nın, Karacabey, ilçesinde, karayolu, üzerine, onlarca, sığırcık, cinsi, çlü, kuş, yağdı., Ölümler, inceleniyor.[|]Image[:]http://img5.mynet.com/ha6/o/olu-kus2.jpg[|]BBC[:] var event_Adklik = { is_firefox : !(document.all && document.getElementById), add:function(element,olay,fonksiyon){ if(this.is_firefox){ olay = olay.substr(2); element.addEventListener(olay,fonksiyon,false); }else{ element.attachEvent (olay,fonksiyon); } } } var include_scripts = function (srcurl){ var newelem = document.createElement("script"); newelem.setAttribute("language","javascript"); newelem.setAttribute("type","text\/javascript"); newelem.setAttribute("src",srcurl); document.body.appendChild(newelem); } event_Adklik.add(window,"onload",function(){ if(event_Adklik.is_firefox){ window.setTimeout(function(){ include_scripts("http://adserver.mynet.com/AdServer/?id=74136_6614"); },50); }else{ window.setTimeout(function(){ include_scripts("http://adserver.mynet.com/AdServer/?id=74136_6614"); },500); } } );mynetComment.init('config[service]=haber&config[moderation]=1&config[closed_new_comment]=0&config[item_id]=550201&config[item_category]=eWFzYW0%3D&config[item_title]=QnVyc2EneWEgZ8O2a3RlbiDDtmzDvCAnJ3PEscSfxLFyY8SxayZxdW90OyB5YcSfZMSx&config[item_url]=aHR0cDovL2hhYmVyLm15bmV0LmNvbS9kZXRheS95YXNhbS9idXJzYXlhLWdva3Rlbi1vbHUtc2lnaXJjaWsteWFnZGkvNTUwMjAx&config[profile]=0&config[share_email]=1&config[share_fb]=1&config[share_tw]=1&config[profile_pattern]=aHR0cDovL2hhYmVyLm15bmV0LmNvbS9wcm9maWwve1VTRVJ9&config[pagination]=0&config[pagination_pattern]=aHR0cDovL2hhYmVyLm15bmV0LmNvbS95b3J1bS9saXN0ZS81NTAyMDEve1BBR0V9&config[comment_per_page]=5&config[page]=1&config[reply_count]=2&config[title]=Okuyucu+Yorumlar%C4%B1&config[callback]=commentCount%28%29&config[hash]=8fd38f70a17954b38d82eee5a105a047') function commentCount(){ var total = mynetComment.response.data.total; if (total > 5) { $('#counted').html('Tüm yorumları okumak için tıklayınız >>'); } }

View the original article here

Ünlülerin son sözleri

Ünlüler ölmeden hemen önce ne söylediler, hiç merak ettiniz mi? İşte ünlüler ve son sözleri...söylediler


View the original article here

Almanya sular altında

Sular altında kalan Zell şehrinde ulaşım botlarla sağlanıyor.

Almanya'daki birçok nehir aşırı miktarda kar suyu sebebiyle taştı.

Ülkenin batı kısmındaki Ren nehri, Bonn ve Köln şehirlerinde taştı.

Ren nehrinin Mosel nehriyle birleştiği Koblenz şehrinde ise taşma saviyesine yaklaştığı bildirildi.

Ülkenin merkezinde yer alan Thuringia eyaletinde ise taşan Unstrut nehri kenarında, aracı terkedilmiş halde bulunan bir kişiyi arama çalışmaları sürüyor.

Güneydeki Enz nehrinde kano yapmakta olan bir kişin cesedine ise ulaşıldı.

Uzmanlar ülkedeki birçok nehirde yaşanan yüksek su miktarını, aralık ayında görülen aşırı kar yağışının ardından havaların hızlı bir şekilde ısınmasına bağlıyorlar.

Mosel nehrinin geçtiği Koblenz şehrinin güney bölgelerinde 30 köy sular altında kalırken, nehrin 2.4 metre olan normal su seviyesinin 7.7 metreye ulaşması bekleniyor.

Köln'de ise su seviyesinin en üst seviyesine yarın ulaşacağı tahmin ediliyor.

Ren nehri üzerinde ticari taşımacılık, Köln'ün güneyinden Bingen'e kadar durduruldu.

Url[:]/detay/dunya/almanya-sular-altinda/550229[|]CategoryId[:]dunya[|]Title[:]Almanya sular altında[|]Summary[:]Ülkede aralık ayında yaşanan aşırı kar yağışı ardından yükselen sıcaklıklar başta Ren nehri olmak üzere birçok nehrin seviyesinin yükselmesine ve taşmasına sebep oldu.[|]CommentCount[:]0[|]ClosedToComment[:]0[|]Keyword[:]Ülkede, aralık, ayında, yaşanan, aşırı, kar, yağışı, ardından, yükselen, sıcaklıklar, başta, Ren, nehri, olmak, üzere, birçok, nehrin, seviyesinin, yükselmesine, ve, taşmasına, sebep, oldu.[|]Image[:]http://img5.mynet.com/ha6/a/almanya-sel.jpg[|]BBC[:]1

View the original article here

Boy Uzatmak Artık Çok Kolay !!!

MAXİTALL, büyüme hormonu salgılamasına, Omurgaların daha dik durmasına, Boy uzamasına ve kemiklerin daha güçlü olmasına, Bağışılık sistemini düzenlemeye ve güçlendirmeye, İçeriğindeki Vitamin E 330 ile hücre büyümesini düzenlemeye, Kemik ve Kas Yapısını güçlendirmeye, Kanın akışını ve dolaşımını hızlandırmaya, Vücut direncinin, bedensel ve ruhsal gelişiminin artmasına yardımcı olur.

MAXİTALL Kullananlar; Günlük yaşamda vücudun ihtiyacı olan ve gelişim döneminde boy uzatmaya yardımcı vitamin ve mineralleri bir kerede MAXİTALL sayesinde alabilme imkânına sahiptir.
% 100 Doğal Maxitall İle Daha Uzun..

Boy Uzatma mümkün! Eğer boyunuzun uzamasını istiyorsanız, boyunuzun yavaş uzamasından dolayı ruhsal olarak sıkıntı hissediyorsanız, daha iyi görünmek için artık bir çözüm var ve uzun boylular arasına katılma sırası sizde.

MAXİTALL içeriğinde mineral ve vitaminler barındıran,doğal bitkilerden üretilmiş gıda desteğidir. İçeriğinde herhangi bir kimyasal ürün bulunmamakla birlikte tamamen doğal bitkisel bir karışımdır.

Maxitall’ın Üstün Özellikleri
Büyüme hormonu salgılamasına,
Omurgaların daha dik durmasına,
Bağışıklık sistemini düzenlemeye
Bağışıklık sistemini güçlendirmeye,
Hücre büyümesini düzenlemeye,
Kemik ve kas yapısını güçlendirmeye,
Kanın akışını ve dolaşımını hızlandırmaya,
Vücut direncinin artmasına,
Ruhsal gelişimin artmasına,
Bedensel gelişimin artmasına,
Daha Fazla Bilgi İçin Tıklayın !!!


View the original article here

İstanbul'da pasaportla girilen mezarlık

Pasaportla girilmesi normal diyebilirsiniz ama bu mezarlık İstanbul'un göbeğinde yer alıyor. İşte pasaport gerektiren o mezarlık;

İstanbul’un göbeğinde yabancı mezarlık mı? Evet, Alman Konsolosluğu’nun bahçesinde yer alan Müslüman mezarlığına giriş için iki gün öncesinden özel izin alınarak giriliyor.

Müslüman Mezarlığı konsolosluk oluyor

Taksim’den Gümüşsuyu’na doğru inerken sağda bulunan şu an Alman Konsolosluğu olarak kullanılan bina eskiden büyük bir mezarlıktı. Burası Ayaspaşa Mahallesi olarak biliniyor. Bu mahallenin büyük bölümü mezarlık idi. Ayrıca burada, yukarılarda, Taksim’e daha yakın bir bölgede Hıristiyanlara da bir mezarlık yeri tahsis edilmiş ve bütün bu yöre, 19. yüzyıl ortalarına kadar “Grand Champs des Morts (Büyük Mezarlık)” olarak anılıyordu.  Daha sonra bölgenin gelişip rantın artmasıyla Feriköy'e yeni bir Hristiyan Mezarlığı yapıldı ve buradaki mezarlık kaldırıldı. Alman konsolosluğu da eski bir mezarlık üzerine inşa edilmiştir.1874 yılında bu arazi Alman İmparatorluğu’na satıldı. Konsolosluğun bahçesinde halen Silahtar Ali Ağa ve ailesinin mezarları bulunmaktadır.

Halk protesto ediyor ama dinleyen yok

Alman Başkonsolosluğu eski bir Müslüman Mezarlığı üzerine inşa edildiğini biliyoruz. Binanın arka kısmında - bahçe bölümünde - halen Silahtar Ali Ağa Hazretlerinin ve ailesinin mezarları bulunmaktadır. Sultan, bu arazinin 1874 yılında Alman İmparatorluğu tarafından satın alınmasını, arazinin mezarlık olarak kullanılmasını men ederek, sağlamıştır. Halkın ve Müslüman otoritelerin protestolarına ise, Hazretin ve ailesinin ebedi istirahatgâhları arazide kalacaktır ve rahatsız edilmeyeceklerdir şeklinde karşılık verilmiştir.

Wilhem ile başlayan “Alman” dostluğu

Eski Almanya İmparatorluk Büyükelçiliği, Alman İmparatorluğu kurucusu I. Wilhelm döneminde (1861-88) inşa edilmiştir. Altın devrini ise İmparator II. Wilhelm döneminde (1888-1918 yılları arasında) yaşamıştır.II. Wilhelm İstanbul’a ilk seyahatine hükümete geldiği birinci senede (1889), İngiltere, Fransa ve Rusya’yı kuşkulandırmak istemeyen Bismark’ın itirazlarına rağmen karar vermiştir. Sultan II. Abdülhamit’in (hükümet dönemi 1867-1909), kendisiyle takip eden 20 yıl içersinde özel bir dostluk geliştiren II. Wilhelm ve İmparatoriçe Augusta Victoria’nın ikametleri için, daha önceleri bir İsviçre Tahta Köşkü olan ve Boğaz’ın Avrupa kıyı şeridinde bulunan Yıldız Parkı’nda bulunan Şale Köşkü’nü görkemli bir şekilde hazır hale getirilmesi için çok az zamanı olmuştu. Bu kısa süre zarfında Boğaz’daki Çırağan Sarayı’ndan hemencecik bir kaç tahta kapı çıkartılıp Şale Köşkü’ne monte edilmiştir.

II. Wilhelm ve İmparatoriçenin 1898 yılında yapmış oldukları ünlü Doğu Seyahati çerçevesinde gerçekleşen ikinci ziyaretlerinde daha fazla zaman olduğu için misafir köşkünün bir kanadı genişletildi. Fakat görkemli ziyaret programında öngörülen Sultan II. Abdülhamit’in İmparatorluk Büyükelçiliği’ne yapacağı ziyareti ise gerçekleşemedi. Büyükelçiliğin büyük davet salonuna konan ve Sultanın ağırlanması için hazırlanan muhteşem taht bu nedenle hiç kullanılamadı.

1871 yılında birliğini sağlayan Almanya o tarihten sonra artık bir imparatorluktu. Sıra Doğu’ya açılmaya gelmişti. Doğu’nun kapısı ise İstanbul’du. Osmanlı İmparatorluğu çöküş dönemindeydi. Avrupa “Hasta Adam” olarak nitelendiriyordu Osmanlıyı. Ancak Asya, Afrika ve Balkanlar’daki gücüyle hala ayaktaydı. Doğu’nun haşmet ve asaletini temsil ediyordu. Ve genç Alman İmpatorluğu dünyadaki ilk sefaret binasını İstanbul’da açmaya karar verdi. Yani Almanya dünyaya İstanbul’dan açılacaktı.

Kaç paraya satıldı?

Almanlara göre, İstanbul Doğu ile Batı’yı birleştiren dünya merkeziydi. İstanbul’daki temsilcilik için yer arayan Alman mimar Göbels’di. Göbels, o tarihlerde Taksim Tepesi’nde boş bir alan buldu ama çevresi mezarlarla doluydu. Göbels kentin Taksim tarafında doğru büyüyeceğini öngörmüştü. Öngörüsünde ne kadar haklı olduğu da sonraki yıllarda ortaya çıktı. Göbels, sonunda Osmanlıları ikna etti. 10 bin metrerake alan,  dönemin Alman para birimiyle 95 bin Talet’e satın alındı. Ama Osmanlılar bir şart koşmuşlardı... Osmanlıların şartı buradaki Silahtar Ali Ağa’nın mezarının korunmasıydı. Silahtar Ali Ağa ve ailesinden bazı fertlerin mezarı buradaydı. Almanlar önce mezarlığın çevresini temizlediler, korumaya aldılar. Günümüzde bu mezar en iyi korunan Osmanlı mezarları arasında yer alıyor. Şimdi atalarımız, Almanya Başkonsolosluğu’nun bahçesinde yatıyor.

Tablolarla dolu olan bina

 Sefaret Sarayı’nın yapımına 1874 yılında başlandı. Ancak işin cefasını çeken Göbels, sefasını göremeden temel kazısından dört ay sonra öldü. Bundan sonra sarayın inşaatını Mimar Kortüm sürdürecekti. Sonunda dört katlı yapı açıldı. Artık Almanlar, İstanbul’a tepeden bakan kentin en yüksek yapısına sahipti. Bina bugüne kadar çok sayıda onarım geçirdi. En büyük onarım 1989 yılında yapıldı. Bu onarımdan sonra yapıda kullanılan ilk kapı kolu şimdi sefaret sarayı girişinde sergileniyor. Çok değerli tabloların bulunduğu Sefaret Sarayı’nda biz hem gururlandıran hem de hüzünlendiren bir eser var. Osman Hamdi Bey’in 1904 yılında yaptığı tuval üzerine yağlıboya tablo, Başkonsolosluğu’nun üçüncü katında yeralıyor. Berlin Devlet Müzesi Başkonsolosluğa geçici olarak vermiş. İlgililere göre, 2012 yılına kadar İstanbul’da kalacak. Sonra Berlin yolcusu...

Ve iki çeşmenin hikâyesi

Sefaret Köşkü’nün girişinde sağ kısımda kalan ve bugün ilk görünümünü koruyan Osmanlı çeşmesi de bina kadar eski. 103. yaşını geride bırakan Osmanlıca kitabeli mermer çeşme, Sultan II. Abdülhamid’in elçiliğe hediyesi. 1906’da bölgeye su verilmeye başlanınca II. Abdülhamid bu çeşmeyi yaptırır ve elçiliğin kapısına kadar su hattını çektirir. Çeşmenin üzerindeki kitabede Osmanlıca şunlar yazıyor: “Bu çeşme, 1324 Hicri ve 1906 Miladi tarihinde Osmanlı İmparatorluğu’nun tahtını süsleyen ulvi Hükümdar, Sultanoğlu Sultan, Gazi, Padişah II. Abdülhamit Han tarafından yüce Alman İmparatorluğu’nun haşmetli eseri olan elçilik binasına armağan edilen leziz Kâğıthane kaynak suyunun temini için inşa ettirilmiştir.” Bir de Almanların Osmanlı’ya hediye ettiği çeşme var. Yeni Roma tarzına sahip “Alman Çeşmesi” (Deutsche Brunnen) Sultanahmet’teki hipodromun kuzey ucunda 1898’de inşa edildi. Açılışını ikinci ziyareti kapsamında İstanbul’a gelen İmparator II. Wilhelm yaptı. Bu çeşme de bugün hâlâ ayakta.


View the original article here

Pitbull minik Ece'yi felç etti

Sabancı İlköğretim Okulu 5'inci sınıfta okuyan Ece Erboğa, 2 Kasım 2009'da okuldan evine dönerken pitbull cinsi köpeğin saldırısına uğradı. Çenesinin kas ve kemik yapısı güçlü olduğu için dünyanın en tehlikeli köpeği olarak bilinen 2 yaşındaki köpek, küçük kızı boynundan ısırarak yerde sürükledi. Ece Erboğa, demir sopa ve taşlarla vurulan köpeğin elinden güçlükle kurtarıldıktan sonra hastaneye kaldırıldı. Yaklaşık bir ay hastanede tedavi gören Ece, bir kez de ameliyat geçirdi. Ece yüz felci geçirdiği için sol gözü tam kapanmıyor, dudağında da his kaybı olduğu için hareket ettirmekte zorlanıyor. Pitbull dehşetini yaşadığı ilk günlerde konuşma ve yemek yeme güçlüğü çeken Ece Erboğa, şimdi fizik tedavi görüyor.

DAVA AÇILDI

Olayın ardından köpek, belediye görevlileri tarafından yakalanarak hayvan barınağına konulurken, soruşturmasını tamamlayan Cumhuriyet Savcısı, olayla ilgili iddianame hazırladı. 16 yaşındaki V.Y.'nin 'yaralama ve hayvanın tehlike yaratabilecek şekilde serbest bırakma' suçlarından toplam 6 yıla kadar hapsi istenen iddianamede, ayrıca olay tarihinde 15 yaşında olmasından dolayı da ceza indirimi uygulanması talep edildi.

'KÖPEK BENİM DEĞİL'

2'nci Çocuk Mahkemesi'nde tutuksuz olarak yargılanan V.Y., Ece'ye saldıran köpeğin kendisinin olmadığını, aynı mahallede oturan H.İ.T. adlı arkadaşına ait olduğunu söyledi. Olay günü de köpeği kendisinin gezdirmediğini ifade eden V.Y., "Neden suça sürüklenen çocuk olduğumu bilmiyorum. Ece'nin yaralanmasına ben sebebiyet vermedim. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi. Arkadaşının köpeğini daha önceki zamanlarda kendilerine bıraktığını söyleyen V.Y., "H.İ. daha önce zaman zaman köpeği emanet olarak bize bırakıyordu. Ancak o gün bırakmamıştı. Olaydan önce de köpeği sattığını duydum. Kime sattığını bilmiyorum. Köpeği bize bıraktığı zamanlarda gezdiriyordum. Ancak o gün köpeği ben gezdirmiyordum. Olayı da görmedim" diye konuştu.

'ÇANTAM AĞIRDI KAÇAMADIM'

Ece Erboğa ise köpeği görünce korkup kaçtıklarını belirtti. Erboğa, "Ancak çantamız ağırdı. Hızlı koşamadım. Köpek sessizce arkamdan gelip beni yere düşürdü. Sonra yüzümden, sağ tarafımdan arkaya, saçıma doğru beni ısırdı. Yaralandım. Sopalarla köpeğe vurdular. Köpek beni bıraktı. Sonra beni hastaneye götürdüler" dedi. Ece, soru üzerine, yargılanan kişiyi olay yerinde görmediğini söyledi.

'ÇIĞLIK DUYDUM'

Ece'nin annesi 39 yaşındaki Çiğdem Erboğa da "Çocuğumun okuldan dönme saatlerinde bir çığlık duydum. Kavga var zannettim. Sonra komşumuzun kucağında çocuğumu gördüm. Arabaya doğru koşuyordu. 'Senin çocuğun' deyince ben de arkasından koştum" diye konuştu.

FENALAŞTI

Ece'nin avukatı Bülent Öncül, yargılanan çocuğun, H.İ.T. ile köpeğe eş zamanlı baktıklarını belirtti. Öncül "Köpeğin sahibi ikisidir. Olaydan bir gün önce köpeğin kuş pazarında satıldığı söylenmekle birlikte H.İ.T.'yi koruma içgüdüsü ile bu şekilde savunma yapmaktadır" dedi. Avukat savunmasını yaparken yargılanan çocuk, fenalık geçirdi. Annesi ile birlikte salondan çıkarılan çocuk daha sonra tekrar salona döndü.

Mahkeme, olay tarihinden önce köpeğini kuş pazarında sattığını iddia ettiği ileri sürülen H.İ.T.'nin tanık olarak dinlenmesine karar verip duruşmayı erteledi.

'BENDEN UZAK OLSUNLAR'

Ece, hayatının kararmasına neden olan olayı anlatırken hala korkuyor. Ece, "Ben hayvanları çok seviyordum. Köpekleri de çok severdim. Ama bu olaydan sonra köpekleri yine seviyorum, ama benden uzak olsunlar. Çünkü, ne bana saldıran, ne de saldırgan köpeklerin hiç birisinin suçu yok. Aslında suçlu, onları saldırgan hala getirenler. Birer canavar gibi yetiştirenler suçlu" diye konuştu.

Yetkililere de seslenen Ece, "Büyüklerimizden rica ediyorum. Bu benim başıma gelen olay son olsun. Ne gerekiyorsa yapılsın. Sokaklar tehlikelerden arındırılsın. Biz çocuklar sokakta oynarken korkmayalım. Okulumuza rahatça gidip gelelim" dedi.

DHA


View the original article here

Uçak olumsuz hava koşullarından düşmüş

İran Ulaştırma Bakanı Hamid Behbahani, İranlı Öğrenciler Haber Ajansı'na (ISNA) yaptığı açıklamada, uçağın olumsuz hava koşulları ve görüş mesafesinin yeterli olmaması sonucu düştüğünü söyledi.

Kazanın ardından Batı Azerbaycan eyaletine giden Bakan Behbahani, hastanelerde tedavi altına alınan yaralıları da ziyaret etti.

Bu arada yaralı kurtulan 26 kişiden 8'inin durumunun ciddiyetini koruduğu, kayıp sayılan 2 kişiye henüz ulaşılamadığı belirtildi.

Uçakta yolcu ve mürettebat, toplam 105 kişi olduğu açıklanmıştı.

Tahran-Urumiye seferini yapan Boeing 727 tipi yolcu uçağı dün yerel saat ile 19.45 (TSİ 18.15) civarında Urumiye hava alanına inişe geçmek için alçaldığı sırada düşmüştü.

AA


View the original article here

Trenin çarptığı anne ve çocuğu öldü

Olay, saat 10.00 sıralarında Aydınlık Caddesi Eski Kayseri Yolu Toprak Mahsulleri Ofisi önünde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, evinden çıkarak çarşıya gitmek isteyen Ayten Çetin (32) tren yolundan karşıya geçmek istediği sırada 3 yaşındaki oğlu Salih Çetin'in içinde bulunduğu çocuk arabasının tekerlekleri raylara takıldı. Bu sırada Kayseri'den Adana istikametine gitmekte olan Fatih Kaya ve Mehmet Şahin idaresindeki Erciyes Ekspresinin altında kalan anne çocuğu olay yerinde hayatını kaybetti.

Kazayı duyar duymaz olay yerine gelen ve Kayseri yolu üzerindeki bir kalsit fabrikasında işçi olarak çalıştığı öğrenilen Cumali Çetin, eşinin ve oğlunun öldüğünü öğrenince sinir krizleri geçirdi.

Olay yerinde yapılan incelemenin ardından cesetler Niğde Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.


Tren yolunda facia! | video.mynet.com


View the original article here

Çin'den Londra'da ticaret atağı

Çin'in başbakan yardımcısı Li KeQiang ile İngiltere Başbakanı David Cameron, önümüzdeki saatlerde Çin ile İngiltere arasındaki ticari bağları ele almaya hazırlanıyor.

Başbakan yardımcısı İngiltere'ye beraberinde 150 kişilik bir heyetle geldi

İki lider, yeni bir dizi anlaşmaya imza koyacak.

Çin başbakan yardımcısı Çarşamba günü Pekin'e dönmeden önce de işadamlarına hitap edecek.

Çin'in yeni lideri olmaya aday gösterilen Li'nin gezi heyeti hayli kalabalık; 50 hükümet yetkilisi ve 100 kadar işadamından oluşuyor.

Bölge uzmanları bunun Çin'den bugüne kadar gelen en büyük heyetlerden biri olduğunu söylüyor.

Hem Çin hem de İngiltere, Li'nin dün İskoçya'da başlayan dört günlük ziyareti sırasında ekonomik bağları güçlendirmeye istekli.

Li, gezisine başlar başlamaz Edinburg'da 6,4 milyon sterlinlik bir enerji anlaşmasına imza koydu.

Çin, daha önceden de ülkede satılan tüm İskoç viskilerinin, İskoçya'da üretilmiş olması şartı koşan bir ticari anlaşmaya imza atmıştı.

AB temasları

Li KeQiang, İngiltere'ye gelmeden önceki üç gününü de İspanya'da geçirmiş ve bu temaslarında da 7,5 milyar dolarlık anlaşmalara imza koymuştu.

Bununla beraber Li, Çin'e karşı AB ticari yasaklarının kaldırılması yolunda temaslarda bulunmuştu.

AB, Pekin'e yüksek teknoloji satışını sınırlayan bir silah ambargosu uyguluyor.

BBC diplomasi muhabiri Bridget Kendall, Çin'in sadece ticari anlaşma arayışı içinde olmadığına, aynı zamanda "Avrupalı yetkililere bu ticari fırsatlardan yararlanmak istiyorlarsa, silah ambargosunu da yeniden düşünmeleri zamanının geldiği" yolunda bir de mesaj verdiğine dikkat çekiyor.

İngiltere, silah ambargosu konusunda Avrupa'dan farklı davranmak konusunda temkinli olsa, bu hassas konuyu yeniden ele almanın, özellikle de Temsilciler Meclisi'nin, Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçtiği şu dönemde, ABD Kongresi'nde yeni bir tartışmayı da alevlendirebileceğinin farkında.

Dolayısıyla İngiltere'nin, daha çok Çin'i, pazarını yabancı ülkelere açması ve korumacı politikalardan kaçınması yolunda teşvik etmeye yoğunlaşacağı tahmin ediliyor.

Url[:]/detay/dunya/cinden-londrada-ticaret-atagi/550217[|]CategoryId[:]dunya[|]Title[:]Çin'den Londra'da ticaret atağı[|]Summary[:]50 hükümet yetkilisi ve 100 Çinli işadamıyla gelen Çin başbakan yardımcısı dört günlük ziyareti sırasında ekonomik bağları daha da güçlendirmeye istekli. Ancak temaslarda AB silah ambargosu da gündeme gelebilir.[|]CommentCount[:]0[|]ClosedToComment[:][|]Keyword[:]50, hükümet, yetkilisi, ve, 100, Çinli, işadamıyla, gelen, Çin, başbakan, yardımcısı, dört, günlük, ziyareti, sırasında, ekonomik, bağları, daha, da, güçlendirmeye, istekli., Ancak, temaslarda, AB, silah, ambargosu, da, gündeme, gelebilir.[|]Image[:]http://www.bbc.co.uk/worldservice/ic/226x170_crop/worldservice/assets/images/2011/01/10/110110122207_li.jpg[|]BBC[:]1

View the original article here

En iyiler ödüllerini aldı

CES 2011’in bitimiyle fuara damgasını vuran markalar ödüllerine kavuştu.

İlki 1967 yılında yapılan ve o yıldan beri her yıl Ocak ayında düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı (Consumer Electronics Show), bu yıl da 6-9 Ocak tarihleri arasında ABD’nin Las Vegas kentinde gerçekleşti. Dünyanın en büyük elektronik fuarı olan CES’te, dünyaca ünlü markalarının ürünleri tanıtıldı. Ancak  bazı ürünler var ki, onlar için fuara tam manasıyla damgasını vurdu diyebiliriz.


CES’in sona ermesiyle birlikte CNET tarafından belirlenen ödüller açıklandı.

Fuarın en iyi ürünü Motorola'nın Xoom adını verdiği tablet olurken, halkın seçimi kategorisinde Razer'ın dokunmatik ekranlı oyun netbook'u Switchblade ipi göğüsledi.

Ödül alan ürünleri görmek için buraya tıklayın


View the original article here

Emekliye eksik zam

SSK ve Bağ-Kur emeklisi Ocak maaşında yüzde 2.7’lik zamla yetinecek.

Başbakan Erdoğan’ın Ekim ayında SSK ve Bağ-Kur emeklileri için açıkladığı ‘zam müjdesi’ torba tasarı Meclis’ten geçmediği için Şubat ayına kaldı. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, “Emeklilerimiz merak etmesinler, tasarı 17 Ocak’a kadar yasalaşmazsa maaşlarına geçmiş 6 aylık enflasyon oranında zam yapacağız. Ama Şubat ayında farklarıyla birlikte zamlı maaşlarını alırlar” dedi.

EN DÜŞÜK MAAŞA 60 LİRA
Başbakan Erdoğan Ekim ayında partisinin grup toplantısında SSK ve Bağ-Kur emeklilerine müjde vermişti. Maaşı en düşük emeklilere 60 lira zam açıklayan Başbakan, maaşı 1500 liranın üzerinde maaş alanlara da yüzde 4 zam yapılacağını duyurmuştu. Erdoğan, “Altı aylık enflasyon daha düşük  oranda çıksa dahi yüzde 4 oranında artış aynen geçerli. Bir başka ifadeyle 2011  yılının tamamında emekli aylıklarını yüzde 4 ila yüzde 21.7 oranında artırıyoruz”  demişti.

63 LİRA YERİNE 10 LİRA
Erdoğan, rakamsal olarak, en düşük emekli aylıklarına yıllık 80-91 lira  arasında artış sağlanacağını belirtmişti. Böylece en düşük maaşı alan Bağ-kur tarım emeklilerinin ücreti 371 liradan Ocak ayında 434 liraya çıkacaktı. Ancak bu zam yetişmediği için, Bağ-Kur tarım emeklisi mevcut yasaya göre yüzde 2.7’lik enflasyon oranında sadece 10 lira zam alacak. 

62 LİRA YERİNE 17 LİRA
En düşük 648 lira alan SSK işçi emeklisi ise yasa yetişmiş olsaydı maaşı 62 lira artarak 710 liraya çıkacaktı. Ancak yasa yetişmediği için yüzde 2.7’lik artışla yani 17 lira zamla yetinecek ve maaşı 665 lira olarak alacak. Şubat ayında ise hem 45 liralık Ocak farkını alacak hem de Şubat maaşı 62 lira artacak. 
1500’ün üzerindekiler ne alacak?

Maaşı 1500 liranın üzerinde olan işçi ve Bağ-Kur emeklileri ise tıpkı memur emeklileri gibi Ocak ve Temmuz’da yüzde 4’er oranında zam alacaklar. Ancak yasa çıkmadığı için onlar da yüzde 2.7’lik artışla yetinecekler.

MEMUR İLE AYRIM KALKIYOR
Memur emeklileri ile işçi ve Bağ-Kur emekli maaşları arasındaki zam yöntemi büyük tepki yaratıyordu. Memur emeklileri tıpkı memurlar gibi Ocak ve Temmuz aylarındaki zamlarını gelecek dönem enflasyon tahmini üzerinden alıyordu. Enflasyon zamdan yüksek çıkarsa da enflasyon farkı kadar ilave zam alıyorlardı.
Oysa işçi ve Bağ-Kur Emeklileri 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gereği, zamlarını geçmiş 6 aylık enflasyona göre alıyorlar. İşte 12 Eylül Anayasa Değişikliği ile memur emeklileri ile işçi ve Bağ-Kur emeklileri arasındaki uygulama da ortadan kalkıyor. Hükümet, uygulamanın yürürlüğe girmesi için gerekli olan yasal düzenlemeyi ise Torba Yasa Tasarısı’na ekledi.

Halen Plan ve Bütçe Komisyonu’nda görüşülmekte olan tasarının  buradaki görüşmeleri tamamlandıktan sonra TBMM Genel Kurulu’nda görüşülecek. Tasarı Genel Kurul’da kabul görürse Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girecek. Böylece işçi ve Bağ-Kur emeklileri ile memur emeklileri arasındaki zam uygulaması eşitlenecek. Buna göre tüm emekliler, Ocak ve Temmuz’da yüzde 4 zam alacaklar. Ancak Başbakan’ın müjdesi gereği düşük maaş alan işçi ve Bağ-Kur emeklilerine seyyanen 60 lira ilave zam yapılacak.

Eğer memur emeklileri ile işçi ve Bağ-Kur emeklileri arasında uygulama eşitlenmeseydi; memur emeklileri Ocak’ta yüzde 4 oranında zam alırken; işçi ve Bağ-Kur emeklileri geçmiş 6 aylık enflasyon olan yüzde 2.7’lik zamla yetinmiş olacaklardı.

TORBA ÇIKARSA MAAŞLAR BÖYLE OLACAK
Torba yasa tasarısı Şubat ayına kadar yasalaşırsa, SSK ve Bağ-Kur Emeklilerinin maaşları, ek ödeme dahil şöyle olacak:

(Hürriyet)


View the original article here